Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, "2021 yıl sonu enflasyon tahminini 4,3 puanlık güncellemeyle yüzde 14,1'den yüzde 18,4'e yükselttik" dedi.
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, 2021 yılı 4'üncü çeyrek Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı'nda konuştu. Kavcıoğlu, ticari kredi faiz oranlarındaki düşüşün de etkisiyle önümüzdeki dönemde kredilerin sabit sermaye yatırımlarını daha da fazla destekleyeceğini belirtti. Kavcıoğlu, istihdama ilişkin yüksek frekanslı verilerin açılmanın etkisiyle işgücü piyasasında da toparlanmaya işaret ettiğini söyleyerek "Sonuç olarak, tarım dışı istihdamın öncelikle sanayi sektörünün katkısı ile toparlanmaya başladığını, hizmet sektöründen gelen sınırlı katkıya rağmen 2021 yılı ilk çeyreğinde salgın öncesi düzeylere ulaştığını görüyoruz. Son olarak hizmet sektöründeki açılma ve turizmin katkısı ile beraber iş gücü piyasasının salgın dönemi etkilerini büyük ölçüde atlattığını söyleyebiliriz" dedi.
'REZERV 126 MİLYAR DOLAR'
Kavcıoğlu, ödemeler dengesindeki gelişmelerin TCMB’nin uluslararası rezervleri üzerinde olumlu yansımalarının görüldüğünü ifade ederek, "Son dönemde rezervlerde istikrarlı bir artış eğilimi gözleniyor. Bu dönemde özellikle reeskont kredi geri dönüşleri, zorunlu karşılık adımları ve cevherden altın alımları TCMB rezervlerini yukarı yönlü etkileyen faktörler olarak ön plana çıkıyor. 15 Ekim 2021 tarihi itibarıyla rezerv rakamı yaklaşık 126 milyar ABD doları seviyesine yükseldi. Önümüzdeki dönemde de TCMB olarak para politikasının aktarım mekanizmasını kuvvetlendirmek amacıyla rezerv birikiminin devam etmesini amaçlıyoruz. Bu doğrultuda reeskont kredileri temel rezerv biriktirme aracı olarak ön plana çıkıyor" diye konuştu.
'TİCARİ KREDİLERDEKİ GELİŞMELERİ ÖNEMSİYORUZ'
Kavcıoğlu, yıllık kredi büyümesinin yüzde 8,7 seviyesine gerilediğini ve bunun reel olarak kayda değer bir düşüşe işaret ettiğini belirterek şunları söyledi:
"Ancak, kredi büyüme kompozisyonuna yakından baktığımızda 3'üncü çeyrek itibarıyla parasal duruşun sıkılığının ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başladığını görüyoruz. Ticari krediler kur etkisinden arındırılmış yüzde 6,7'lik büyüme ile geçmiş yıllar ortalamasının oldukça altında seyrediyor. Bunun yanında, ihtiyaç kredileri ve kredi kartı harcamaları üzerinde, Eylül ayında alınan yeni kararlarla güçlendirilen makroihtiyati politika çerçevesinin olumlu etkileri gözlenmeye başladı. Yüksek frekanslı kredi verileri, söz konusu tedbirlerin de etkisiyle ihtiyaç kredisi artış hızının yavaşladığına, vade kompozisyonun ise bir miktar kısaldığına işaret ediyor. Yatırım iştahı yüksek firmaların finansmanının desteklenmesi için ticari kredilerdeki gelişmeleri önemsiyoruz."
'GIDA ENFLASYONU YÜKSEK SEYRETTİ'
Kavcıoğlu, gıda fiyatlarının enflasyon dinamikleri üzerindeki belirleyici etkisinin tüm dünyada önemini koruduğunu söyleyerek, "Olumsuz hava koşulları, kuraklık, bazı ülkelerde gıda ihracatına yönelik özel kısıtlamalar ve stok artışı gıda fiyatlarında küresel bir yükselişe neden oluyor. Bu çerçevede, diğer ülkelerin merkez bankaları ve politika yapıcıları da, gıda fiyatlarındaki gelişmeleri, çekirdek enflasyon gelişmelerini ve artan enflasyonun beklentiler üzerindeki etkisini dikkatle takip ediyorlar. Gıda fiyatlarındaki bu eğilimi Türkiye'de de gözlemliyoruz. Temmuz ve Ağustos aylarında gıda fiyatları enflasyonu gerek tarihsel ortalamalardan gerekse gıda dışı enflasyondan belirgin olarak yüksek seyretti. Eylül ayında işlenmemiş gıda enflasyonu son 2 aydır gözlenen yüksek artışlar sonrası bir miktar düzeltme kaydetti, işlenmiş gıda enflasyonu ise tarihsel ortalamalarda gerçekleşti. Tüketim sepeti içerisinde gıdanın göreli ağırlığının fazla olması ve gıda enflasyonundaki mevcut yüksek seviyeler nedeniyle, ülkemizde gıdanın tüketici enflasyonuna katkısı pek çok ülkeye kıyasla daha fazla oluyor" dedi.
‘PETROL FİYATLARINDAKİ ARTIŞTA ARZ SIKINTILARI BELİRLEYİCİ’
Kavcıoğlu, salgının başlarında tarihsel olarak oldukça düşük seviyelere inen petrol fiyatlarının 2021 yılında hızlı bir şekilde yükseldiğini kaydederek, "Petrol fiyatlarında son dönemdeki fiyat artışında arz sıkıntılarının daha belirleyici rol oynadığını görüyoruz. Ham petrol fiyatları, geçtiğimiz dönemde Temmuz Enflasyon Raporu tahminlerimizle büyük ölçüde uyumlu olarak gerçekleşti. Ancak, arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak Eylül ayında başlayıp Ekim ayında da devam eden fiyat artışları, ham petrol fiyatlarının önümüzdeki dönemde Temmuz ayı tahminlerimizin üzerinde kalacağına işaret ediyor. Bu nedenle, ham petrol fiyatı varsayımlarımız yukarı yönlü güncellendi. Bildiğiniz gibi, ham petrol fiyatlarına dair varsayımlarımızı uluslararası piyasalarda oluşan vadeli fiyat eğrilerinin ortalamasını alarak oluşturuyoruz. Buna göre, petrol fiyatı varsayımımızı 2021 yılı için ortalama 70,8 ABD dolarına, 2022 yılı için ise 77,5 ABD dolarına yükselttik. Petrol fiyatlarındaki artışın yanı sıra doğal gaz fiyatlarının da son dönemde hızlı bir şekilde artmasına bağlı olarak uluslararası emtia fiyatları enerji fiyatlarının katkısıyla yükseldi" dedi.
'YIL SONU ENFLASYON TAHMİNİNİ YÜZDE 18,4'E YÜKSELTTİK'
Kavcıoğlu, enflasyon ve çıktı açığı tahminlerine ilişkin şunları söyledi:
"Geçici etkilerin ortadan kalkmasıyla enflasyonun yeniden düşüş eğilimine dönmesini sağlayacak sıkılıkta oluşturulmaya devam edileceği bir görünüm altında enflasyonun kademeli olarak hedeflere yakınsayacağını öngörüyoruz. Bu çerçevede, enflasyonun 2021 yıl sonunda yüzde 18,4 olarak gerçekleşeceğini, 2022 yıl sonunda yüzde 11,8'e ve 2023 yıl sonunda ise yüzde 7,0 seviyesine geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını tahmin ediyoruz. Böylece, 2021 yıl sonu enflasyon tahminini 4,3 puanlık güncellemeyle yüzde 14,1'den yüzde 18,4'e yükselttik. Bir önceki rapor dönemine göre gıda fiyatları ve Türk Lirası cinsinden ithalat fiyatları varsayımlarındaki güncellemeler, enflasyon tahminini sırasıyla 2,1 puan ve 1,5 puan artırdı. Yönetilen/yönlendirilen fiyatlar ise, büyük ölçüde alkol-tütün kaynaklı olarak tahmini 0,3 puan yükseltti. Ayrıca, çıktı açığındaki güncelleme de tahmini 0,4 puan yukarı çekti."
'POLİTİKA FAİZİNDE AŞAĞI YÖNLÜ DÜZELTME İÇİN SINIRLI ALAN KALDI'
Kavcıoğlu, enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurların, yönetilen veya yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı gelişmelerin etkili olduğunu vurguladı. Kavcıoğlu, "Para politikasının etkileyebildiği talep unsurlarını, çekirdek enflasyon gelişmelerini ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirerek para politikası duruşumuzda bir güncelleme yaptık. Bununla birlikte, arz yönlü arızi unsurlardan kaynaklı olarak politika faizinde yaptığımız aşağı yönlü düzeltme için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığını değerlendiriyoruz. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olarak para politikasının ana hedeflerinde bir değişikliğe yol açmadan, küresel iklim değişikliğinin yarattığı finansal riskleri azaltmak amacıyla sürdürülebilir finans uygulamalarını uzun vadeli bir politika olarak desteklemeyi önemsiyoruz" dedi.
'FAİZ KARARINI ELİMİZDEKİ VERİLERE GÖRE VERECEĞİZ'
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, açıklamasının ardından soruları yanıtladı. Kavcıoğlu, Merkez Bankasının faiz kararlarının belirlenmesine ilişkin soruyu "Bir yıldır 1100 baz puan faiz indirerek sıkı para politikası uyguluyoruz. Gıda ve enerjide 10 puan artış söz konusu. Talep ve arz şoklarını analiz ederek bu noktada faiz indirimine gittik. Arz şokları geçici. Faiz kararını elimizdeki verilere göre vereceğiz" dedi.
'DOĞRU OLAN CARİ DENGEYİ SAĞLAMAK'
Kavcıoğlu, dolar kurundaki artışa ilişkin soru üzerine, "Türkiye pandemi sürecinde aşılama ile birlikte bu süreci başarı ile yönetti ve yönetmeye devam ediyor. Türkiye'nin en önemli problemlerinden birisi cari açık. Cari açığın kapanması noktasında önemli bir fırsat elimize gelmiştir. Cari açığın kapanmasının temeli de kur artışını sağlayarak değil; öyle bir hedefimiz yok. Yüzde 5 cari açık hedeflenerek büyüme ve büyümenin finansmanı sağlanmaya çalışılmıştır. Bu da yurt dışı kaynak ihtiyacı sorun olmuştur. Yani biz cari açığın kapanmasının üretimden geçtiğini düşüyoruz. Türkiye’nin bugün bulunduğu bu fırsatı değerlendirebilmesi için bu fırsatı kaçırmaması lazım. Biz de Merkez Bankası olarak ihracatın gelişmesi ve üretiminin artması noktasında destek vereye çalışıyoruz. Cari fazla verdiğimizde finansal ve fiyat istikrarını sağlamış olacağız. Türkiye önemli üretim merkezi haline gelecek. Bunu desteklemek lazım. Doğru olan cari dengeyi sağlamak" diye konuştu.
'TERS DOLARİZASYON GERÇEKLEŞİYOR'
Kavcıoğlu, kur artışının nasıl dengeleneceğinin sorulması üzerine "Kur artışı sadece faiz indirimi ile gerçekleşmiyor. Kurda denge sağlanacak. Kur hedefi yok, serbest piyasa dengeleri ile kur dengeye gelecektir. Faizi artıran ülkeler var evet; ama biz artırırken 'onlar ne yaptı' diye bakmak lazım. Dünyadaki gelişmeleri takip ediyoruz ve tamamen veri odaklı hareket ediyoruz. Türkiye'nin konumu çok daha iyi noktada. Bu süreç kurları da destekleyen bir süreç. Ters dolarizasyon kurlar üzerindeki etkiyi alacaktır. Şu an için iyi gidiyoruz. Ters dolarizasyon gerçekleşiyor ve şu ana kadar 40 milyar dolara kadar döviz tevdiat hesaplarında çözülme var. Yatırım iştahı son 10 yılın en büyük seviyesinde, bunu desteklememiz gerekiyor. Temel hedef enflasyonu düşürmek, bundan vazgeçmedik" dedi.
Kavcıoğlu, Merkez Bankasının bağımsızlığının tartışıldığı yönündeki soruyu "Merkez Bankası kanunundan aldığı görevleri hakkıyla yerine getirmeye çalışıyor. Dünyanın hiçbir merkez bankası bu kadar tartışılmıyor. Bizim kadar şeffaf çok az merkez bankası var" diye yanıtladı.