15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası FETÖ ile bağlantısı oldukları iddiasıyla görevden alınan ve eşlerinin de pasaportları iptal edilen kişilerin mağdur edildiğini söyleyen Bülent Arınç'ın açıklamalarının ardından AYM, Olağanüstü Hal kapsamında alınan tedbirlere ilişkin üç maddenin iptal edilmesine karar verdi.
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç, KHK ile ilgili gündeme bomba gibi düşecek bir açıklama yaptı. "KHK bir faciadır" diyen Arınç, "Evime temizlik yapmaya gelen bir daire başkanı kadını gördükçe, eşi polislikten ihraç edilen bir kadını gördükçe ben yerin dibine geçiyorum" ifadelerini kullandı.
Arınç'ın KHK eleştirisi sonrası da AYM'den dikkat çeken bir karar geldi. AYM, Olağanüstü Hal kapsamında alınan tedbirlere ilişkin üç maddenin iptal edilmesine karar verdi.
Anayasa Mahkemesi (AYM), 'Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere' ilişkin kanunda yer alan 'kapatılan yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin yerleştirildiği vakıf üniversitesinde ücret ödemesi', 'FETÖ ile iltisaklı olan kişilerin eşlerine ait pasaportların iptal edilmesi' ve 'kanun kapsamında alınan karar ve yapılan işlemlere açılan davalarda yürütmenin durdurulamaması' konularını düzenleyen hükümleri iptal etti.Anayasa Mahkemesi (AYM), 'Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere' ilişkin kanunda yer alan 'kapatılan yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin yerleştirildiği vakıf üniversitesinde ücret ödemesi', 'FETÖ ile iltisaklı olan kişilerin eşlerine ait pasaportların iptal edilmesi' ve 'kanun kapsamında alınan karar ve yapılan işlemlere açılan davalarda yürütmenin durdurulamaması' konularını düzenleyen hükümleri iptal etti.
AYM, '6749 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un bazı maddeleri ile ilgili CHP'nin 125 milletvekiliyle yaptığı iptal başvurusunu, 24 Temmuz'da görüşerek karara bağladı. CHP, söz konusu kanunda yer alan 'kapatılan yükseköğretim kurumlarında kayıtlı öğrencilerin yerleştirildiği vakıf üniversitesinde ücret ödemesi', 'FETÖ ile iltisaklı olan kişilerin eşlerine ait pasaportların iptal edilmesi', 'gözaltı süresinin 30 günü geçememesi', 'tutukluların avukatıyla yaptığı görüşmelerde kayıt alınması, görevlinin hazır bulunması, belgelere el konulması veya görüşmelerin sınırlandırılması, tutukluluğa itiraz ve tahliye taleplerinin dosya üzerinden karara bağlanması', 'bu kanun kapsamında karar alan ve görevleri yerine getirenlerin sorumluluğunun olmaması' ve 'kanun kapsamında alınan karar ve yapılan işlemlere açılan davalarda yürütmenin durdurulamaması' konularını düzenleyen hükümlerin iptal edilmesini istemişti.
3 İPTAL, 3 RET KARARI
AYM'nin gerekçeli kararı Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı. Yüksek Mahkeme, başvuru ile ilgili 3 iptal, 3 ret kararı verdi.
-Buna göre kapatılan yükseköğretim kurumlarında kayıtlı olup vakıf üniversitelerine yerleştirilen öğrencilerin mezun oluncaya kadar gereken ücreti ödemeye devam etmeleri kuralı iptal edildi. İptal edilen kuraldaki 'puanı eşit ya da düşük devlet üniversiteleri' cümlesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna, 3 üyenin karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
-AYM'nin iptal kararı verdiği diğer hüküm ise 'FETÖ ile iltisaklı olan kişilerin eşlerine ait pasaportların da iptal edilmesi' oldu. Mahkeme söz konusu düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline oybirliğiyle karar verdi.
- 3'üncü iptal kararı ise, 'kanun kapsamında alınan karar ve yapılan işlemlere açılan davalarda yürütmenin durdurulamaması' konusunu düzenleyen 10'uncu madde ile ilgili verildi. AYM, maddenin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline oybirliğiyle karar verdi.
EĞİTİM HAKKINA SINIRLAMA
Yükseköğretim kurumlarında okuyan öğrenciler ile ilgili kararın gerekçesinde, kapatılan vakıf yükseköğretim kurumlarında kayıtlı öğrencilerin, yerleştirildikleri yükseköğretim kurulunun devlet veya vakıf üniversitesi olmasına bakılmaksızın ücret ödemeye devam edeceklerine ilişkin düzenlemenin Anayasa'nın 13'üncü maddesinde güvence altına alınan 'eğitim ve öğrenim hakkına' sınırlama getirdiği ifade edildi. Açıklamada, "Bu itibarla kapatılan vakıf yükseköğretim kurumuna kayıt yaptırdıkları yılda yapılan merkezî sınavlarda elde ettikleri başarı sıralarına eşit ya da daha az puanla öğrenci kabul eden devlet üniversitelerine öğrencilerin daha önceden ödedikleri ücretleri ödeyerek devam etmeleri eğitim ve öğrenim hakkı bağlamında eşitlik ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir" denildi.
ANAYASA'NIN 125'İNCİ MADDESİYLE ÇELİŞİYOR
Mahkeme, 'kanun kapsamında alınan kararlar ve yapılan işlemler nedeniyle açılan davalarda yürütmenin durdurulamaması' hükmünün iptal gerekçesini ise şöyle açıkladı:
"Anayasa'nın 125'inci maddesinde yürütmenin durdurulması kararı verilmesinin olağanüstü hâl, seferberlik ve savaş hâlinde, ayrıca millî güvenlik, kamu düzeni ve genel sağlık nedenlerine bağlı olarak kanunla sınırlanabileceği hükme bağlanmıştır. Dava konusu kuralda ise herhangi bir ayrım yapılmaksızın kanun kapsamında alınan kararlar ve yapılan işlemler nedeniyle açılan davalarda olağanüstü hâl süresinin sona ermesinden sonraki süreyi de kapsar şekilde yürütmenin durdurulmasına karar verilemeyeceği belirtilmiştir. Bu nedenle, yürütmenin durdurulması kararı verilme imkânını tümüyle ortadan kaldıran söz konusu düzenleme, Anayasa'nın 125'inci maddesinin 5'inci fıkrasıyla açıkça çelişmektedir."
NE OLMUŞTU?
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç, KHK ile ilgili gündeme bomba gibi düşecek bir açıklama yaptı. "KHK bir faciadır" diyen Arınç, "Evime temizlik yapmaya gelen bir daire başkanı kadını gördükçe, eşi polislikten ihraç edilen bir kadını gördükçe ben yerin dibine geçiyorum" ifadelerini kullandı.
"BENZİNLİKTE POMPA TUTAN DANIŞTAY ÜYESİNİ GÖRÜNCE ACI DUYUYORUM"
KHK mağdurlarını gördükçe perişan olduğunu dile getiren Arınç, "Evime temizlik yapmaya gelen bir daire başkanı kadını gördükçe, eşi polislikten ihraç edilen bir kadını gördükçe ben yerin dibine geçiyorum. Kırıkkale'den yumurta getirip kapı kapı satmaya çalışan bir genel müdür gördüğüm zaman felaket görüyorum. Bir benzinlikte pompa tutan bir Danıştay üyesini gördükçe acı duyuyorum. Bir lokantada garsonluk yapan bir genel müdür gördüğüm zaman perişan oluyorum. Bütün bunlar oluyor." ifadelerini kullandı.
OHAL dönemini hatırlatan Arınç, "İşin esasına gelelim Türkiye 15 Temmuz'da bir facia yaşadı. OHAL ilan edildi, bu yüzde yüz doğru bir karar. Çünkü anayasa öyle hallerde iki durumu öneriyor. Ya sıkıyönetim ya da OHAL. Bizim gibi bir iktidar OHAL ilan eder. Bu yüzde yüz doğru. OHAL döneminde yüzbinden fazla insan kamudan ihraç edildi. Ben görevdeyken şüphe duyulan personeli geri hizmete alırdım. İzmir'dekini alır, Bitlis'e verirdim. Bunları yaptık bunlar çok doğal. Ama 15 Temmuz'dan sonra iltisakı olanlar ihraç edildiler. Bu hukuki bir tanımlama değil. Bu bir tedbir. Kanaat, delil değildir. Aidiyet ve iltisak konusunda en çok kamu kurumlarından alınan görüşlere bağlı kaldılar. İdari bir karardır. Yargı kararı değil." şeklinde konuştu.(kurumsal)