MHP Lideri, Çakıcı'nın terör soruşturmasında tutuklanan Selahattin Demirtaş kadar suçlu olmadığını söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, af çağrısının ardından tutuklu bulunan Alaattin Çakıcı'yı hastanede ziyaret etmişti.
Ziyarete ilişkin açıklamalarda bulunan MHP Lideri, Cumhurbaşkanında olan yetkinin kendisinde olması durumunda Çakıcı'yı serbest bırakabileceğini söyledi.
Alaattin Çakıcı'ya tespih hediye ettiğini söyleyen Devlet Bahçeli, Çakıcı'nın hastalığının ciddi olduğunu da sözlerine ekledi.
"BUGÜNE KADAR CUMHURBAŞKANI'NDAN BİR TALEPTE BULUNMADIM"
Bugün de konuyla ilgili bir açıklama yapan Bahçeli şunları söyledi: "Cumhurbaşkanından bugüne kadar ben herhangi bir talepte bulunmadım. Yetkisini kullanma iradesi kendisindedir. Bu yetkiyi hatırlatmaya da gerek yok. Ama cezaevinde ağır şartlarda bulunan ve uzun yıllar cezaevinde zulüm görmüş veya çile çekmiş bir kişiyi dikkate alacak bir insani yaklaşımın da olması lazım.
"YETKİ BENDE OLSA ŞİMDİYE KULLANMIŞTIM"
Biz kimseye ‘Şunu şöyle yapın’ demeyiz. Cumhurbaşkanın yetkisi var. Yetki bende olsa şimdiye kullanmıştım. Bunu da söylüyorum.
TESPİH HEDİYE ETTİM
Tespih hediye ettim. Tespih cezaevinde iyi çekilir (gülüyor). Benim ülküdaşım o.
"DUYAR DUYMAZ ZİYARETİNE GİTTİM"
Ben hastaneyi ziyaret ettim. Uzun yıllardır cezaevinde bulunan bir arkadaşımız hastalandığı için Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’ne alınmış. Duyar duymaz ziyaretine gittim. Değişik cezaevlerinde ağır şartlarda mahkumiyet hayatı olan bir şahsiyet. Hastalığını ciddiye almak ve gerekli tedbirleri geliştirmek lazım. Orada doktor arkadaşlardan aldığım bilgiye göre elden gelen gayret gösteriliyor ama hastalığın ciddi olduğu ifade ediliyor. Dikkate almak lazım.
"SELAHATTİN DEMİRTAŞ KADAR SUÇLU DEĞİL"
Selahattin Demirtaş kadar suçlu değil. Beş tane siyasi parti kuyruk oldu, dışarı çıkarmak için gayret gösteriyorlar. Yani onlar tartışılmıyor da Alaaddin Bey niye tartışılıyor? Biz Alaaddin Bey ile beraber kader kurbanlarını da gündeme getiriyoruz. Alaaddin Beyin bir yönüyle vatan millet için verdiği mücadeleler var. Bilen bilir. Devleti yönetenler de bilir başkaları da bilir. Şimdi Devlete ihanet edenleri adaylık için cezaevinden alacaksın, rahatsızlığı nedeniyle önemli sıkıntılar çekmeye başlamış bir şahsı cezaevinde mahkum tutacaksın.. Bunu hiç dikkate almadan mafya diyeceksin. Nerede diğer mafyalar? Bu konular üzerinde samimi ve dürüst olmak lazım."
EKONOMİDEKİ DALGALANMALAR SORULDU
Bahçeli, ekonomideki dalgalanmaların arkasında dış güçlerin olup olmadığına ilişkin soruya, "Siyaseti karmakarışık hale getirmişseniz, ekonomiyi çok sağlıklı tuttuğunuz taktirde, o siyasi amaçlarda netice alamazsınız. Ekonomik yönden de bir dar boğaza ülkeyi sokmak gayreti içerisinde olursunuz. 2000 yılında bir takım olaylar yavaş yavaş gelişti. 21 Nisan’da bu ülke neden bir ekonomik krize girdi? Bu ekonomik kriz çok süratle nasıl tırmandı? Faizler nasıl birden yükseldi? Gecelik faiz 4 bin ile 7 bin arasında oynadı. Ama arkasından siyasi hedeflerin ne şekilde hayata geçirildiği de hep beraber görüldü.
"GÜVENSİZLİK YARATILMAK İSTENİYOR"
Bazı yorumcular var; bir tarafta Türkiye’de yüzde 7 kalkınmayı görüyor ve kabul ediyor ama diğer taraftan ‘Ekonomi felaketin içerisine girdi’ diyor. Yüzde 70, yüzde 80 yüksek faizlerle hayatını devam ettiren bir Türkiye ekonomisinin yüzde 13 ile yüzde 7 ile batacağı iddia ediliyor. Bunların hepsiyle de bir güvensizlik, istikrarsız yaratılmak isteniyor" cevabını verdi.
"BİRLİKTELİĞİ SAĞLAMAMIZ LAZIM"
Bahçeli, şöyle devam etti: "Piyasa dediğin İstanbul’da yüz büyük işletme veya holding. Hepsinin Menkul Kıymetler Borsası’ndaki hisse senedi hareketliliği çok cüzi. Bunu satın alsa ne olur, almasa ne olur? Şimdi yine böyle bir küresel olgu Türkiye’de ekonomik yönden de sıkıntı yaratmayı amaçlamış görünüyor bana göre. Türkiye’de madem ki siyasi yönden bir istikrara ihtiyaç var, temel hak ve özgürlüklerin yeniden güçlendirilmesini istiyorsunuz, o zaman ekonomik krizi büyük bir oranda aşabilecek birlikteliği sağlayıp Türkiye’yi bu yönüyle bir çöküntüden kurtarmamız lazım. Bu çok önemlidir.
Türkiye’de ekonomik kriz sadece iktidarı, iktidara destek verenleri, bazı STK’ları boğacak, diğerleri yaşayacak. Böyle şey olur mu? Çöküntü çöküntüdür. Çöküntünün altında kalan da çok zor durumlara düşer. Yurt dışına jurnallerseniz; bir takım çevreler hala Türkiye üzerinde oyunlar oynar, bozgunculuk yapmaya çalışır. Türkiye’ye gelecek olan bir takım sermaye hareketlerini durdurup, geciktirmek gibi oyunlarla bir siyaseti neticelendireceklerini zannediyorlarsa o kimseye yar olmuyor. 2001 yılındaki siyasi olayları o zaman hükümette olmamız sebebiyle yaşadık."
"ECEVİT GİBİ ERDOĞAN DA HEDEF HALİNDE"
Yaşananların Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yok edilmesi amacıyla mı yapıldığı sorusu üzerine Bahçeli, "Durup dururken Ecevit gibi çok değerli bir siyasi şahsiyeti Türkiye‘de ne hale getirdiler 2001 yılında. Bunu anlamak lazım. 136 milletvekili ile temsil edilen Ecevit’i desteklemek, güçlendirmek gerekirken 62-60 oranında bölüp üç de bağımsız bırakmanın anlamı var mıydı? Nerede bunu yapanlar? Bütün bunların hepsini birlikte düşündüğümüz zaman sonuç alabiliriz.
"ANAYASA ATILINCA FIRTINALAR KOPMUŞTU"
Birbirlerine anayasa attıkları için denildi. Anayasayı kim kime, ne kadar atarsa atsın kriz yaşanmadı da ille 2001 yılında atılan bir anayasa yüzünden mi yaşandı? Çok büyük değil küçük bir anayasa. Atsa ne olur atmasa ne olur. Fırtınalar koptu. Bunları yaşadık, biliyoruz. Dikkat etmek lazım. Bir şekliyle mevcut iktidarı, onun genel başkanı ve cumhurbaşkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a husumeti geliştirme noktasında bir çaba var.
Bu çabanın değişik unsurları falan da olabilir ama netice itibariyle gele gele ekonomik duruma geldiler. Bu akşam özellikle kamuoyu araştırmacılarının yorumlarını dinleyin artık. 'Ekonomi dibe battı, şöyle oldu böyle oldu.' Ama batarsak hep beraber batarız. Siyaseti hemen ikame ediyorsunuz, 87 parti kurma noktasına kadar geliyorsunuz da, ekonomi çöktükten sonra ona ne yapacağız. Dükkanlar yavaş yavaş bazı yerlerde kapanıyor. Bunlar işarettir, bu işareti fark etmek lazım" karşılığını verdi.