Giresun'da 82 yaşındaki Yusuf Topal'ın ölümüyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında ifade veren polis memurları, "Yakamızdan tuttu. Tekme attı. Bize bastonla saldırmaya başladı" sözleriyle kendilerini savundu.
Giresun'da 82 yaşındaki Yusuf Topal'ın polis müdahalesi sonrasında hayatını kaybetmesiyle ilgili soruşturmadaki polislerin ifadeleri ortaya çıktı. Yusuf Topal'a müdahale eden polisler T.K ve H.Ş ifadelerinde olayın nasıl başladığını ve yaşlı adamın ölümüne giden süreci ayrıntılarıyla anlattı.
Olayın ardından açığa alınan polislerin iddiasına göre yaşlı adam polis aracına binmemek için direnince biber gazı sıktılar. Tekrar direnince de ters kelepçe taktılar. Bilincini kaybettiğini ise rapor için hastaneye gittiklerinde fark ettiler. Polislerden biri Topal'ın belindeki silahını almaya çalıştığını öne sürerken diğeri yaşlı adamın yerde yatarken 'Beni öldürüyorlar' diye bağırdığını da ifadesinde anlattı. Polisler hakkında savcılık ve müfettiş soruşturması devam ediyor.
"112'Yİ ÇAĞIR DEDİM"
41 yaşındaki 25 yıllık polis memuru T.K avukatıyla verdiği ifadesinde olayı şöyle anlatıyor: "Sağlık ocağına geldiğimizde girişteki sekreter doktor hanımın odasını gösterdi. Doktor hanımın odasına girdiğimizde Yusuf Topal sırtını duvara yaslamış, çömelmiş bir vaziyette oturuyordu. Doktor hanımla irtibata geçtim. 'Konu neydi?' dedim. Doktor hanım, Yusuf Topal'ın eşi adına ilaç almaya çalıştığını, kendisinin eşini görmeden ilaç veremeyeceğini söylemesi üzerine sinirlenip kendisini tehdit ettiğini, odayı terk etmediğini ve masasına vurarak üzerine yürüdüğünü söyledi. Ben de Yusuf Topal'a yönelerek 'Beyefendi buyurun dışarıda konuşalım' dedim. Peşimiz sıra geldi. Sağlık ocağının girişinde durarak konuyu anlatmaya başladı. Eşinin rahatsız olduğunu, daha öncesinde başka bir sağlık ocağında eşi adına ilaç yazdırdığını, eşinin yatalak olduğunu, ilaçları alması gerektiğini söyledi. Ben de kendisini dinledikten sonra 'Eşin yatalak ise 112'yi çağır, alıp hastaneye götürsünler, ilaçlarını yazdırsınlar, böyle bir imkânın var, bunu kullan' dedim. Bağırıp çağırmaya başladı. İkaz ettim. Kimseyi rahatsız edemeyeceğini dışarı çıkması gerektiğini söyledim. 'Aha da çıkmıyorum, nasıl çıkartacaksınız beni' dedi ve sonrasında 'Bir iki yere telefon edeceğim, sizinle uğraşacağım' dedi."
"BİR KEZ GAZ SIKTIM"
"Ben çıkması yönünde omzuna dokunduğumda yakamdan tuttu ve bana diğer elindeki bastonla saldırmaya başladı. Bastonu ekip arkadaşım tuttu. Biz kapıya doğru yöneldik. Bu sırada bana tekme attı. Kapıyı açıp aracın arkasına bindirmeye çalıştığımızda direnç gösterip araca binmedi, kendisini yere attı. Ben telsizle şahsın direndiğini ve müdahale ettiğimizi bildirdim. Yusuf Topal bu sırada kendisini sırtüstü yere atmış bağırıyordu. Ekip arkadaşımla birlikte kolundan tutarak tekrar araca bindirmeye çalıştık. El ve ayağıyla aracın kaportasının yanından tutarak kendisini geriye doğru attı. Biz zorla bindirdik ama Topal çıkmaya çalışıyordu. Gaz spreyimi çıkardım ama içeride sıkmadım. Dışarıya çıkınca 50-60 santimetreden bir kez sıktım. Sonra Yusuf Topal çömeldi. Gözünü tutmaya başladı ve belime sarıldı. Silahımı almaya çalışırken ben bir iki kere hamle yaptım, eline vurdum."
"KAFASI YANA DÜŞMÜŞTÜ"
"Ancak bir türlü zapt edemiyorduk. Ekip arkadaşımla yüzüstü yatırdık. Ekip arkadaşım ters kelepçe taktı. Kelepçe takılırken sırtına bir baskı uygulamadık. Yorulduğum için ben bıraktım. Biraz dinlendikten sonra Yusuf Topal'ı aracın arkasına bindirmeye çalıştık. Ayağı ile araca binmekte direndiği için bindiremedik. Vatandaşın yardımıyla arka yolcu kabinine bindirdik ve olay yerinden hastaneye intikale başladık. Yolda bizi tehdit etmeye devam etti. 'Tanıdıklarım var, bir iki kişiye telefon etmem yeterli' gibi söylemlerde bulundu. Hastanenin aciline geldiğimizde ben Yusuf Topal'ı indirmek için kapıyı açtım. Yusuf Topal başını yana koymuştu. 'Hadi iniyoruz' dedim ancak tepki vermedi. Ben de hemen sedye istedim. Sedyeyle hastaneye teslim ettik. Sonrasını bilmiyorum"
"ZOR KULLANARAK ÇIKARDIK"
"Sağlık ocağına girdiğimizde herhangi bir kavga, gürültü, arbede sesi duymadık" diyen 25 yaşındaki polis memuru H.Ş'nin ifadesine göre doktorun odasına girdikten sonra süreç şöyle gelişti:
"Biz kendisine 3-4 defa ısrarla çıkması gerektiğini söylememize rağmen o ısrarla talebimizi yerine getirmedi. Hatta ekip amirim T.K, 'Eşin yatalaksa 112'yi çağır, gelirler, ilacı da o şekilde yazdırırsın, burada bağırıp çağırman, başkalarına rahatsızlık vermen uygun değildir' dedi. 'Ben çıkmıyorum, çıkarın' dedi ve parmağını sallayarak 'Bana dokunma, ben belediye başkanının eşini tanıyorum, seni şikâyet ederim' dedi. Sonrasında ekip amirimle birlikte kolundan tutup dışarı çıkarmaya çalıştık. Bu sırada Yusuf Topal ekip amirimin yakasından tutup direnmeye başladı. Elinde bastonla hamle yaptığı sırada bastonu tuttum ve kapıya doğru çekiştirdim. Bu sırada T.K'ya tekme vurmaya çalıştı. T.K ile birlikte zor kullanarak Yusuf Topal'ı ekip otosunun arkasına götürdük."
"GAZ GÖZÜME GELDİ, BİR SÜRE GÖREMEDİM"
"Kapıyı açıp içeriye koymaya çalıştığımızda bize direnerek kendini yere atmaya çalıştı. Ekip otosuna bindirmekten vazgeçtik. Zarar görmesin diye serbest bıraktık. Sırtüstü yere uzandı ve bağırmaya başladı. 'Beni öldürüyorlar' dedi. Ekip amirim anons ederken elindeki bastonu almaya çalıştım. Bu sırada ekip amirim anonsu bitirip yanıma geldi. Kolundan tutup araca binmeye çalıştık. Yusuf Topal eliyle kapıdan tutup içeri girmemeye çalıştı ve kendisini dışarı atmaya çalışıyordu. Ben onu tutarken bir anda gözüme gaz sıkıldığını fark ettim. Büyük ihtimal amirim etkisiz hale getirmek için içeriye doğru gaz sıktı, gözüme geldi ancak sürekli biber gazına maruz kaldığımızdan çok fazla etkilenmedim. Yusuf Topal gazın etkisiyle kendini yere doğru attı. Ben kısa süre kimin ne yaptığını göremedim."
"KELEPÇEYİ ÇÖZDÜĞÜMDE BİLİNCİ YOKTU"
"Görmeye başladığımda Yusuf Topal'ın ekip amirimin belindeki silahı almaya çalıştığını gördüm. Silahı vermemek için amirim Topal'ın eline bir iki defa vurdu ve kendini çekerek kurtulmaya çalıştı. Bu sırada ben devreye girdim. Yusuf Topal'ın elinden tuttum, yüzüstü yere yatırdım. Yüzüstü yatırdığımızda sırtına ve boynuna herhangi bir baskı uygulamadım. Sadece kelepçe vurdum. Kelepçe vurduktan sonra kaldırmaya çalıştığımızda kafa atmaya çalıştı. Biz de sakinleşsin diye öyle bıraktık. Direnci kırılınca kaldırdık. Aracın arkasında bindirmeye çalıştık. Aktif direnç gösterince arka koltuğa oturttuk. Sonrasında sağlık raporu için hastaneye yöneldik. Aracı içerisinde sürekli olarak 'Bunun hesabını sizden soracağım, sizi işinizden edeceğim' diyerek bizi tehdit etti. Acile gidene kadar bilinci açıktı. Raporu almak için acilin kapısına geldik. Bu sırada ekip amirim T.K, arka kapıyı açtı ve Yusuf Topal'ı dürterek 'Hadi inelim' dedi. Yusuf Topal'ın tepki verip vermediğini hatırlamıyorum. Sonrasında T.K, sedye istedi. Ben de hemen kelepçesini çözdüm. Kelepçeyi söktüğümde bilinci yerinde değildi. Sedyeye yaslayıp içeri götürdük. Sonrasını bilmiyorum." (Kaynak: Milliyet)