Beşiktaş’ta sokak röportajı yaparken hakarete uğrayan muhabir Meryem Nas, bunun kendi başörtüsüne yapılmış bir saldırı değil, tüm Türkiye'deki kadınların başörtüsüne, tesettürüne, özgürlüğe yapılmış bir saldırı olduğunu söyledi. Nas, "Bu 28 Şubat zihniyeti, biz her türlü ayrımcılık ve ötekileştirmeye karşıyız” dedi.
Kanal 7 Muhabiri Meryem Nas, Beşiktaş'ta sokak röportajı yaparken hakarete uğradı. “Kış ayında yaz meyveleri” başlıklı bir haber için çalışma yaptığı sırada, bir kadının kendisine “Kafanı biraz aç, hava alsın. Belli ki sende oksijen yok. Beynine oksijen gitsin” gibi cümleler kurduğunu söyleyen Nas, kadından şikayetçi olduğunu ve bu olayın peşini bırakmayacağını söyledi. Nas ayrıca, bunun sadece kendi başörtüsüne değil, Türkiye'deki kadınların başörtüsüne, tesettürüne, özgürlüğe yapılmış bir saldırı olduğunu belirterek herkesi bu davanın arkasında durmaya davet etti.
“Bir anda dondum kaldım”
Haber çalışması yaparken bir kadından hiç beklemediği sözler duyduğunu söyleyen Meryem Nas, "Muhabirlik gereği, haber konumu aldım, dışarıya çıktım ve haberimi yapacağım. Yaptığım haber de “kış ayında yaz meyveleri” başlıklı bir haber. Manava girdik, manavla röportajımızı yaptık. Röportaj yaptığımız sırada alışveriş yapan bir kadının yanıma yaklaştım. Mikrofonu uzattım ve merhaba bile demeden daha konuya girmeden çok sert bir tepkiyle karşılaştım. ‘Siz kim oluyorsunuz da benimle röportaj yapıyorsunuz? Sizi mahkemeye veririm' şeklinde. Bir anda dondum kaldım. Nasıl cümleler bunlar, ne demeye çalışıyorsunuz? Sakin olun. Biz zaten sizi zorla çekmeyeceğiz. Röportaj yapmak istemiyorum dediğiniz anda dönüp gideceğiz zaten dedim” dedi.
“Tüm Türkiye'deki başörtülü kadınların, kızların başörtü hakkını savunmam gerekiyordu”
Kadının, başörtüsüne yaptığı hakareti duyunca duyduklarına inanamadığını söyleyen Nas, “Ben orada başörtüme yapılan bir saldırının olduğunun farkında değildim. Ben uzaklaşmak istedim. Kadının olduğu yerden, arkamı döndüm. Artık muhatap olmamaya başladım. Ve sonrasında kadın benim arkamı döndüğümü fırsat bilerek şöyle bir cümle kullanıyor; ‘Kafanı biraz aç, hava alsın. Belli ki sende oksijen yok. Beynine oksijen gitsin gibi' cümleler kullanıyor. Ben bu cümleyi çok duymadım, çok anlamadım. Kameraman Ersin Güler bir anda bu cümleyi duyar duymaz kamerayı kaldırıyor, kayda başlıyor ve, ‘O cümleyi bir daha tekrar eder misiniz? Bir daha söyler misiniz?' diyor. Kadın suçluluk psikolojisiyle yaptığı hakaretin de farkına vararak cümleyi elbette tekrar etmiyor. Sonra kameramanımız, ‘Böyle böyle cümleler etti Meryem' deyince ben bir anda kadının yanına gittim. Tabii ki bu cümleyi kabul etmedim. Bir dakika bir dakika dedim. Her şeyi kabul ederim ama bu cümleleri kabul etmiyorum dedim. Hanımefendi benim başörtüme hakaret etti diyerek anons çekmek istedim. Çünkü bunu tüm Türkiye'ye duyurmak istedim. Böyle insanların aramızda dolaştığını, bizlere laf ettiğini görsünler ve duysunlar istedim. Sadece kendimi korumak, başörtümü korumak amaçlı değil, tüm Türkiye'deki başörtülü kadınların kızların başörtü hakkını savunmam gerekiyordu orada. Gazeteci olduğum için değil, haberci olduğum için de değil, orada bunu yapmam gerekiyordu. Kadın kaçmaya çalıştı. Arkasını döndü, gitmeye çalıştı. Çünkü anladı neler olduğunu, neler yaşadığını. Ben arkasından giderek ‘Başörtümü çıkarmamı mı istiyorsunuz, başörtüme laf mı ediyorsunuz?' dedim. Arkasını dönerek bana şu cümleyi kullandı, ‘Her yerini'. Yani bu durum artık hakaretten çıktı, başörtüsüne saldırıdan çıktı, bambaşka bir yere, adeta küfür gibi bir yere gitti. Bu durum benim başörtüsüne yapılmış bir saldırı değil, tüm Türkiye'deki kızların Bunların başörtüsüne, tesettürüne yapılmış saldırıdır. Sosyal medyada ben bu görüntüleri de paylaştım, çokça da ses getirdi. Herkes bu durumdan şikayetçi ve öyle mesajlar geldi ki bana, ‘Markette ben de bunu yaşadım, sokakta ben de bunu yaşadım, caddede benim de başıma bu gelmişti ama biz susmuştuk, sesime ses oldunuz, iyi ki böyle yaptınız, iyi ki böyle davrandınız' diyenler oldu. Karşı tarafın düşüncesine sahip kesimler de siz böyle davranamazsınız. Bir gazeteci olarak kadın üzerine gidemezsiniz gibi. Oysa ben üslubumu koruduğumu, çok da bir net bir şekilde cevap verdiğimi düşünüyorum” diye konuştu.
“Bu 28 Şubat zihniyeti. Biz her türlü ayrımcılık ve ötekileştirmeye karşıyız”
Olayın ardından polis karakoluna giderek şikayetçi olduklarını belirten Meryem Nas, “Şikayetçi olmamızla birlikte kadının hemen kimliği tespit edildi. Polis karakoluna getirildi. Ardından ifadesi alındı. Sonrasında gözaltı kararı çıktı. Ertesi gün yani bugün adliyeye sevk edildi. Biraz önce haber aldım, adli kontrol şart serbest bırakıldı. Biz bu davanın arkasında duracağız. Çünkü bu dava hepimizin davası. Parti olmaksızın, yaş olmaksızın, genç, kadın, herkes bu davanın peşinde olmalı. Sizin sırf giyiminizden, dünya görüşünüzden ve yeni görüşünüzden ötürü size, ‘Beyninizi oksijen gerek, kafanızı açın biraz hava alın' gibi cümleler söyleniliyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Güvenlik kameraları bunu apaçık ortaya koyuyor. 28 Şubat zihniyeti bu. Ta o dönemlerde vardı böyle cümleler. O oksijen cümlesi var ya, senin beyin oksijen gitmiyor cümlesi, 28 Şubat zihniyeti cümlesi bu. Bakın hala devam ediyor. Sene 2023 hala böyle insanlar aramızda var mı deniliyor? Var, yıl önemli değil. Geçmişte de bugün de böyle insanları kabul etmiyoruz. Mini etekli bir kadına, başı açık bir kadına yapılan saldırıyı da kınıyoruz. Başörtülü bir insana, çarşaflı bir kadına saldırıyı da kınıyoruz. Nasıl olursa olsun her türlü ayrımcılık ve ötekileştirmeye biz zaten karşıyız. Başörtü karşıtları başörtü düşmanları bu konuda güvenlik kamerası kayıtlarına rağmen, hakaretlere rağmen o kadını savunuyor. Oysa kendilerine laf atılsa, yine aynı cümle söylenseydi, ne diyeceklerdi? Çok merak ediyorum. Benim tavrım kadar, benim sabrım kadar sabır göstermeyeceklerdi. Çok daha farklı bir tavır göstereceklerdi. Eminim buna. O yüzden davanın peşindeyiz” dedi.
Meryem Nas'sın hakarete uğradığı anlar güvenlik kamerasında
Öte yandan, olaya ait güvenlik kamerası görüntüleri de ortaya çıktı. Görüntülerde, Meryem Nas ile tartışan kadının, “Bence kafan bir hava alsın, ondan sonra bir konuş. Oksijen eksik sende” dediği görüldü.