Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, geliştirilen antikorlar ile koronavirüs hastalarının tedavisinin mümkün olduğunu; ancak bunun kısa vadede kullanıma hazır olacağını düşünmemek gerektiğini belirtti.
Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, rekombinant teknolojisi ile geliştirilen antikorlar ile koronavirüs hastalarının ayakta tedavisinin mümkün olacağına ilişkin çalışmaları değerlendirdi. Bu çalışmaların ümit verici gelişmeler olduğunu belirten Doç. Dr. Kayıpmaz, "Antikor, yani vücudun bağışıklık sistemindeki maddelerin üretilmesiyle elde edilen ilaçlar, bunların; yaklaşık bin hasta üzerinde yapılan çalışmalarda etkinliğinin olduğu ortaya konmuş. Ama bunun rutin kullanıma girmesi için hala daha önümüzde belli bir dönem ve süreç var. Ümit verici; ama kısa vadede bunun hemen elimizin altında hazır olacağını düşünmemek lazım. Çünkü hem teknoloji olarak ileri ve pahalı bir teknoloji hem de yaygın bir şekilde herkese ulaştırma şansınızın kolay olmadığı bir teknoloji. Bununla birlikte bu yayımlanan çalışmaların sonuçları da oldukça ümit verici. Henüz bunların rutin kullanıma girmesi için dünyanın birçok ülkesinde hazır ve kullanıma hazır bir hale gelebilmesi için önümüzde epey bir zamana ihtiyaç var. Ama son derece ümit verici çalışmalar tabii ki" ifadelerini kullandı.
'GENÇLERDE DE HASTALIK ÖLDÜRÜCÜ'
Doç. Dr. Kayıpmaz, yoğun bakımda belli yaşın üzerinde kronik rahatsızlıkları olan hastalar olduğu gibi, 35 yaşında hiçbir ek hastalığı olmayan, sigara içmeyen, veya obezitesi olmayan çok ağır hastalar olduğunu da belirtti. Doç. Dr. Kayıpmaz, "Bunların sayısı elbette çok fazla değil. Daha ileri yaşta ya da daha çok kronik hastalığı olanlara göre daha az sayıda; ama gençlerde de bu hastalık öldürücü olabiliyor. Bundan dolayı bizim hastalığa yakalanmadan tedbirlere en üst düzeyde uyum sağlamamız gerekiyor" diye konuştu.
'ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇ BİRAZ UZUN GÖZÜKÜYOR'
Doç. Dr. Kayıpmaz, aşı çalışmalarının da çok umut verici olduğunu ifade ederek, "Ülkemizde devam eden Faz 3 çalışmaları var. Ayrıca yerli aşı üretiminde ciddi bir noktaya gelmiş vaziyetteyiz. Ama bunlar olsa da aşının yaygın olarak bütün insanlara uygulanması ve ulaştırılması önemli. Ondan dolayı önümüzde dikkat etmemiz gereken ciddi bir kış mevsimi var. Havalar soğuyor. Havaların soğuması ile beraber kapalı mekanlarda daha çok vakit geçiriliyor. Kişiler arasında mesafe kapalı alanlarda azalıyor ve bu da hastalık açısından ciddi bir bulaştırıcı etken olarak karşımıza çıkıyor. Bütün bunları göz önünde bulundurursak bizim önümüzdeki bahar aylarına kadar mutlaka çok tedbirli bir biçimde hayatımızı devam ettirmemiz gerekiyor. Bununla ilgili olarak zaten yine yönetmelikler, genelgeler yayımlanıyor. Esnek çalışma, kademeli çalışma hem kamuda hem özel sektörde uzaktan çalışma gibi imkanlarla insan hareketliliğinin kış mevsiminde azaltılması hedefleniyor. Bizlerin de bireysel olarak tedbirlere uyumuyla umut ediyorum ki biz ilkbahar aylarında yaz aylarında daha rahat ederiz. Ama önümüzdeki süreç biraz uzun gözüküyor. Tedbirleri gevşetmeden devam ettirmeye ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.