Ankara'da Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Duran Tok, "Deniz ve havuz, virüsün bulaşması için bir sebep değildir. Kişiler, denizi ve havuzu kullanırken sosyal mesafeye dikkat etmeli, kişisel koruyucu önlemlere uyulmalılardır. Deniz ve havuzda sosyal mesafeye ve talimatlara uyarsak kesinlikle bulaş söz konusu değil" dedi.
Liv Hospital Ankara Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Tok, koronavirüs tedbirleri kapsamında kişisel koruyucu önlemlere dikkat etmek şartıyla sosyal aktivitelerin kalabalık oluşturmayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Deniz ve havuzlardan belirli kurallara uyulmak şartıyla yararlanılabileceğini belirten Tok, "Ancak burada da birçok aktivitede olduğu gibi buralarda da belirli kurallar vardır. En çok deniz veya havuz suyundan koronavirüsün bulaşıp bulaşmadığına dair sorular alıyoruz. Özellikle deniz suyunda koronavirüsün bulaşma ihtimali oldukça düşüktür. Vücuttan atılan solunum yolu atıkları suya karıştığı zaman bunu binlerce kat sulandırmış, konsantrasyonunu azaltmış oluyoruz. Bu şekilde virüsün bulaşması hemen hemen imkansıza yakındır. Ancak deniz ve havuzda en çok dikkat etmemiz gereken kurallardan birisi ise mesafedir. Islak bir bölgede suyun içinde bulunduğumuz zaman maske olmayacağı için bizim tek yapmamız gereken kalabalık oluşturmamak, toplu etkinlikler düzenlememek ve mesafemize dikkat etmektir. Bu şartla deniz ve havuzlardan yararlanabiliriz. Deniz ve havuz virüsün bulaşması için bir sebep değildir. Kişiler denizi ve havuzu kullanırken sosyal mesafeye dikkat etmeli, kişisel koruyucu önlemlere uyulmalıdırlar. Deniz ve havuzda sosyal mesafeye ve talimatlara uyarsak, kesinlikle bulaş söz konusu değildir" diye konuştu.
‘MALZEMELERİMİZİ SADECE KENDİMİZ KULLANMALIYIZ’
Doç. Dr. Tok, özellikle havuzların giriş kısmına ve herkesin görebileceği noktaya, Sağlık Bakanlığı'nca belirlenen, havuzda uyulması gereken talimatların asılması gerektiğini vurguladı. Kurallarla ilgili en ufak şüphenin olmaması gerektiğine değinen Tok, şunları söyledi:
"Ayrıca kişisel deniz veya havuz malzemelerimizi sadece kendimiz kullanmalıyız. Özellikle havuzlarda insanların çok fazla dokunduğu bölgelere eğer dokunacak olursak ki bu plastik veya çelikten bir bölge olabilir. İnsanların en fazla temas ettiği bölgelere dokunduktan sonra elimizi süratle dezenfekte etmeliyiz ve dezenfekte edene kadar vücudumuzdaki herhangi bir bölgeye dokunmamalıyız. Havuzlara hem girişte hem de çıkışta mecburen oraya giren insanların duş almasını sağlamalıyız. Bunun için bazı bölgelerde duş koridorları oluşturulmuş. Birkaç tane duşu yan yana koyarak bu bölgeden geçen kimselerin duş alarak havuza girmeleri sağlanmalıdır. Bunun haricinde özellikle el ve ayak temizliğine dikkat etmeliyiz. Havuza girişlerde sadece koronavirüs olarak düşünmeyelim; çeşitli cilt ve mantar enfeksiyonları için de havuz girişlerinde 10-15 santimetre deriliğinde birkaç metre alanında içerisinde dezenfektan olan bölgelere basarak geçmeliyiz ki diğer mantar türü enfeksiyonlardan korunabiliriz."
'DENİZDE DOĞAL KORUYUCULUK VARDIR'
Havuz bölgesinde yaklaşık 4 metrekareye 1 kişi olacak şekilde tesisin ayarlanması gerektiğini belirten Doç. Dr. Tok, "Bildiğimiz havuz ortamı haricindeki sosyal tesislerin olduğu deniz veya havuz bölgesinde 4 metrekareye 1 kişi, havuz içinde ise 8 metrekareye 1 kişi olacak şekilde sosyal mesafe ve alan ayarlanması yapılmalıdır. Toplu etkinliklerden kaçınarak bunu sağlayabiliriz. Bir de şunu unutmayalım; havuzun klor konsantrasyonu oldukça önemlidir. Eğer klor konsantrasyonu ayarlanmazsa havuzda bulunan virüslerin ölmeyeceği sadece koronavirüs olarak düşünmeyelim, diğer mikroplarında diğer insanlara su yutulması veya temas edilmesi halinde bulaşabileceğini unutmamalıyız. Havuz suyundaki klor konsantrasyonu sürekli ayarlanmalıdır. Denizde tuzlu su olduğu için doğal koruyuculuk vardır. Denizde de aynı şekilde sosyal mesafeye, yine kişisel malzemelerin sadece o kişi tarafından kullanılmasına ve toplu aktivitelerden uzak durarak kurallara uymalıyız" dedi.