İki kadın akademisyen ortaklaşa yaptıkları bir araştırmada, ilişkide daha fedakar tarafın kadın olduğu sonucuna ulaştıklarını duyurdu.Dr. Öğr. Üyesi Duygu Dinçer ve Dr. Öğr. Üyesi Didem Aydoğan'ın gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçlarında şu ifadeler dikkat çekti; "Fiziksel görünümü ve giyim tarzını değiştirme, eşin ailesiyle birlikte yaşama, eşinin ev içi sorumluluklarını üstlenme, evde ve işte çifte mesaili bir hayat sürme gibi fedakârlık davranışlarını daha çok kadınlar sergiliyor.”
Evlilikte fedakârlık konusu son yıllarda dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çalışılmaya başlandı. İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Türkiye Araştırmaları Merkezi & Kadın Araştırmaları Koordinatörlüğü Müdür Yardımcısı, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Duygu Dinçer ve Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Öğretim Üyesi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Didem Aydoğan evlilikte fedakârlık konusunda yapmış oldukları araştırmanın sonuçlarını paylaştı.
Dr. Duygu Dinçer ve Dr. Didem Aydoğan “Fiziksel görünümü ve giyim tarzını değiştirme, eşin ailesiyle birlikte yaşama, eşinin ev içi sorumluluklarını üstlenme, evde ve işte çifte mesaili bir hayat sürme gibi fedakârlık davranışlarını daha çok kadınlar sergiliyor. Yerleşim yeri, iş ve kariyer değişikliği, iş hayatını sonlandırma, eğitim hayatına ara verme ya da son verme gibi büyük fedakârlıkların da yine en çok kadınlar tarafından yapıldığı gözleniyor” diye konuştular.
Neden fedakarlık yapılır?
Dr. Duygu Dinçer ve Dr. Didem Aydoğan “Evlilikte sergilenen fedakârlık davranışının altında iki temel güdü bulunuyor. Bunlardan birincisi, eşi daha mutlu etme ve onunla daha yakın ilişki içinde olma çabasıyla ortaya çıkan yaklaşma motivasyonudur. İkincisi ise ‘Aman yapayım da tadımız kaçmasın’ düşüncesinin baskın olduğu olumsuz sonuçlardan kaçınma motivasyonudur. İlişkinin tadı kaçmasın diye yapılan fedakârlık davranışlarında eş, diğer eşin ilgisini kaybetmek istemez ve çoğunlukla da çatışmadan kaçınmak için istemeye istemeye fedakârlıkta bulunur. Bu durum onda zaman zaman kızgınlık yaratır ve eşler arasındaki ilişkinin kalitesini olumsuz etkiler” diyor.
Doyum için ne yapılmalıdır?
Araştırma sonuçlarıyla ilgili şu ifadelere yer verdi: "Dr. Dinçer ve Dr. Aydoğan tarafından 2019 yılında yayımlanan “Evlilik ilişkisinin gizil güçleri: Özgecil aşk, acının dönüştürücü gücü ve fedakârlık doyumu” başlıklı bir başka araştırma eşinin ihtiyaçlarına duyarlı olan ve bu ihtiyaçları karşılamaya dönük fedakârlıklarda bulunan kişilerin bu davranışlarından doyum aldıklarını gösteriyor. Dr. Didem Aydoğan ve Prof. Dr. Yaşar Özbay’ın “Evlilikte fedakârlık doyumunun ilişkisel özgünlük ve evlilik doyumu bağlamında değerlendirmesi” başlıklı araştırma sonuçlarıyla da örtüşüyor. Dr. Aydoğan ve Dr. Özbay da evli bireylerin eşleriyle ilişkilerini iyileştirmek için yaptıkları fedakârlıklardan memnuniyet düzeyleri arttıkça ilişkilerinden daha fazla doyum alındığını belirtiyor."
Peki ne tür fedekarlıklar yapılmalı?
Dr. Dinçer ve Dr. Aydoğan yürüttükleri çalışmalardan hareketle bireylerin evlilik ilişkisinde hangi fedakârlık davranışları sergiledikleriyle ilgili şunları söyledi: "Evli bireyler birbiri için yerleşim yeri değişikliği, iş ve kariyer değişikliği, iş hayatını sonlandırma, eğitim hayatına ara verme ya da son verme gibi büyük fedakârlıklar yapabiliyor. Fakat elbette bu büyük fedakârlıkların yanı sıra daha gündelik ve küçük çaplı olan (ama süreklilik gösteren) fedakârlıklarda da bulunabiliyorlar. Örneğin ev işlerinin idaresi, çocuk bakımı, tartışmalarda alttan alma, kendi ihtiyaçlarını erteleyip eşinin ihtiyaçlarına öncelik verme, harcamaları azaltma, hobilerinden vazgeçme gibi gündelik fedakârlıklar eşler tarafından deneyimlenen diğer fedakârlık davranışları arasında öne çıkıyor.”
Fedakarlık her zaman işe yarar mı?
Dr. Dinçer ve Dr. Aydoğan evlilikteki her fedakârlık davranışının ilişkiyi güçlendirici bir etkiye sahip olmadığı konusunda da şu uyarıda bulunuyor: “Kişinin içinden geldiği için yapılan fedakârlıklar elbette kişiyi daha mutlu ve ilişkiyi daha dayanaklı kılma potansiyeli taşıyor. Fakat bunu her tür fedakârlık davranışı için söylemek mümkün değil. Eğer eşlerden biri, diğeri için ya da ilişkilerini sürdürmek için istemediği hâlde fedakârlıkta bulunuyor ve sonrasında mutsuz oluyorsa ya da tükenmiş hissediyorsa bu eşlere ve ilişkiye yarardan çok zarar getiriyor. Örneğin kişi özgürlüklerinin kısıtlandığını ya da anlaşılmadığını düşünebiliyor. Sonucunda da evliliklerden ‘Senin için saçımı süpürge ettim, karşılığı bu muydu?’ şeklinde sesler yükselmeye başlayabiliyor. Tabii bu noktada diğer eş kendini suçlu hissetmemek için fedakârlık yapmaya yönelebiliyor fakat bu tür bir fedakârlık içten gelerek yapılmadığı ya da kişide mecburiyet hissi uyandırdığı için yine ilişkiyi güçlendirici bir fedakârlık olmaktan uzaklaşıyor. Yani evliliklerde eşleri hangi motivasyonun fedakârlıkta bulunmaya yönelttiği çok önemli.”