Fibromiyalji yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor

Fibromiyalji yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Sinan Bağçacı, fibromiyalji hastalığının yaşamı kısaltmadığını ancak günlük yaşantıda hayat kalitesini belirgin şekilde bozduğunu söyledi.

 

Medicana Konya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Sinan Bağçacı, fibromiyalji hastalığı hakkında bilgi verdi. Fibromiyaljinin halk arasında yumuşak doku romatizması ya da kas romatizması olarak adlandırıldığını ifade eden Bağçacı, “Fibromiyaljide gerçekten kronik ağrının bir tipi ve aşırı beyin tarafından bir duyarlılık söz konusudur. Bu ne tür durumlara neden olur; gergin ağrı, sabahleyin yorgun uyanma, uyku dağılımda bozukluk, kas krampları ,depresyon, anksiyete kaygı bozukluklarıyla birlikteliği çok sıktır ve kişilerin günlük yaşantıdaki fonksiyonlarını, günlük yaşamdaki konforu belli ölçüde bozan bir hastalıktır. Bundan bir 50 yıl önce fibromiyaljinin varlığı bilinmiyordu ancak yeni yeni anlaşılmakta. Ne kadar önemli olduğu da sebep olduğu günlük yaşamdaki konforu bozması, kişilerin hayat kalitesini belirgin şekilde düşürmesi nedeniyle çok daha giderek önemi artan şekilde ele alınmaktadır. Dediğimiz gibi kas romatizması ya da yumuşak doku romatizması sınıflandırması içine giriyor. Herhangi bir eklemlerde, vücutta belirgin bir iltihap, romatizmal bir süreç veya bir değişiklik ya da kan tahlillerinde bir anormallik görmüyoruz. Bunlar normal olmasına rağmen kişilerde yorgunluk, halsizlik, uyku dağılımda bozukluk, sabahları yorgun uyanma, tutukluk, ellerde uyuşma hissi, vücutta genel ödem hissi, huzursuz bacak, migren diğer bir takım santral ağrı sendromlarını da bu tabloya eşlik edebildiğini görüyoruz. Karında şişkinlik, ara ara kabızlık olması gibi bulgularda eşlik edebiliyor” şeklinde konuştu.

“Günlük yaşantımızda hayat kalitemizi belirgin bozan bir hastalık”

Fibromiyaljinin kronik ağrı tipi olduğu için tedavisine multidisipliner bir yaklaşım gerektiğini belirten Bağçacı, kronik ağrının tedavisinin çok zor olduğunu söyledi. Bağçacı, “Bir ağrı kronikleştiği zaman ya da merkezi sinir sistemi ismini verdiğimiz beyindeki yolaklarda ağrı aşırı algılanıyorsa ağrının tek tedavi ile giderilmesi söz konusu olmaz. Bu nedenle fibromiyaljiden korkmalıyız. Belki yaşamımızı kısaltmıyor, bir organımızı tutup fonksiyon bozmuyor ama günlük yaşantımızda hayat kalitemizi belirgin bozan bir hastalık bu. Fibromiyaljinin çok belirgin şekilde kronikleşmeden etkin bir tedavisinin yapılması kişilerin hayat kalitesini arttıracaktır” ifadelerini kullandı.

“Hastaların eğitimine önem veriyoruz”

Öncelikle fibromiyaljiyi hastalara anlatmaları gerektiğini ifade eden Bağçacı, “Bununla ilgili nasıl tedaviler görürlerse ya da ne tür tedaviler alırlarsa faydalı olabileceğimizi, kişilerin kendilerinin neler yapması gerektiği, hastalıkla ile ilgili farkındalık düzeyini arttırmaya çalışıyoruz. Örneğin fibromiyalji multidisipliner bir yaklaşım gerektiriyor. Bizim verdiğimiz ilaçlar, tavsiyeler aynı zaman hastaların uyguladığı ölçüde, hastanın günlük yaşantılarında değiştirdiği ölçüde fayda etmekte. Bu nedenle ilk başta hastanın eğitilmesi önem arz etmekte. Hastaların eğitimine önem veriyoruz” dedi.

“Hastanın hayat kalitesini arttırmaya çalışıyoruz”

Bir takım ağrı kesiciler ve antidepresan gibi ilaçlardan da faydalandıklarını söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Sinan Bağçacı, “Kişilerin günlük yaşamdaki konforunu, hayat kalitesini, uyku düzenini sağlayabilmek için hastalara mutlaka iyi uyumalarını, stresle başa çıkabilmelerini, yeterli ve dengeli beslenmelerini, ek hastalıkları varsa ek hastalıklarını kolayca tedavi ettirmelerini, kişisel bakımlarına dikkat etmelerini, aşılarını, mevsim geçiş dönemlerinde mutlaka vitamin desteklerini almalarını tavsiye ediyoruz. Belli aralıklarla dönem dönem çok ağırlıklı oldukları dönemlerde fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamalarından da faydalanıyoruz. Tamamlayıcı tıp uygulamalarında hastalara önerebilmekteyiz. Fizik tedavi modalitelerini kullanıyoruz. Aynı zamanda osteopati manuel terapi, bir takım masaj teknikleri de hastalara verebiliyoruz. Tamamlayıcı tedavilerden de ozon terapiye başvurabiliyoruz. Bir takım nöral terapi gibi tedavilere de başvurabiliyoruz. Bunlarla hastanın hayat kalitesini arttırmaya çalışıyoruz. Yalnız burada hastaların tek bir tedavinin fayda etmediğini, multidisipliner bir şekilde yaklaşmaları gerektiğini hastalara mutlaka bildiriyoruz. Bazen anksiyetesi, depresyonu ön planda olan hastalara psikiyatri bölümü ile de yardımlaşarak yaklaşımda bulunabiliyoruz” ifadelerini kullandı. (İHA)

İlginizi Çekebilir