IRAK’TA yaşayan kalp hastası 7 bebek, Türk hekimler tarafından gerçekleştirilen ameliyatlarla sağlığına kavuştu. Koronavirüs salgını nedeniyle tedavi için Türkiye’ye gelemeyen bebekleri ameliyat etmek üzere Türk hekimler Irak'a gitti. Operasyonları gerçekleştiren ekipte yer alan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Arda Özyüksel, 1 hafta süren tedavi sürecini ve ailelerin mutluluğunu DHA’ya anlattı.
Koronavirüs salgını nedeniyle tedavi için Irak’tan Türkiye’ye gelemeyen ailelere yardım eli uzandı. Doğumsal kalp rahatsızlığı bulunan 7 bebek, İstanbul’dan Bağdat’a giden 8 kişilik ekip tarafından ameliyat edildi. "Yaşadığımız çok özel bir duyguydu, ailelerin gözündeki mutluluk her şeye değerdi" diyen Medicana International İstanbul Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Arda Özyüksel, gerçekleştirdikleri tedavi süreci hakkında önemli bilgiler verdi.
Yurt dışındaki hastaların pandemi nedeniyle İstanbul’a kolay ulaşamadıklarını anlatan Doç. Dr. Arda Özyüksel, "8 kişilik ekip Irak’ın başkenti Bağdat’a gittik. Burada 1 hafta kaldık. Orada çalışan hekim arkadaşlarımız bizi çok iyi ağırladılar ve 7 bebeğimizi orada ameliyat ettik. Uluslararası anlamda bu tür iş birlikleri bizi çok mutlu ediyor. Irak’a gitmeden hastaların planlamalarını yaptık. Gitmeden önce tüm hastaların verileri bize ulaştı, anjiyografi ve ekokardiyografileri isteklerimiz doğrultusunda orada yapıldı. Biz gitmeden koronavirüs testleri gerçekleştirildi. Hastalarımız yatırılarak tüm ameliyat hazırlıkları tamamlandı, ardından biz gittik. Toplamda 7 ameliyat yaptık ve Türkiye’ye döndük” dedi.
“AMELİYAT ÖNCESİ VE SONRASI DEĞERLENDİRMELERİNİ YAPTIK”
Yardıma ihtiyacı olan minik kalpler için ekipçe her zaman ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını ifade eden Doç. Dr. Arda Özyüksel, "Bizim için her zaman bebeklerimizin sağlığı ön planda. Tabi ki bu evrensel düzeyde bir iş sonuçta yardıma ihtiyacı olan minik kalplerimize destek olmak için her zaman elimizden geleni yapıyoruz. Tabi ki gittiğimiz bölgede şartlar kolay değildi. İstanbul’dan Bağdat’a giderken birtakım ekipman ve tıbbi cihazlar da götürmemiz gerekti. Gerekli izinler alınmasına karşın onları havayoluyla götürüp hastaneye ulaştırma süreci bizim açımızdan da maceralı oldu. Gittiğimiz hastanenin kalp ve damar cerrahisindeki bütün işleyişi biz ele aldık, bu süreçte oradaki erişkin ameliyatlar da durduruldu. Gece nöbetleri dahil kaldığımız süre boyuca 24 saatlik vardiyalarla çalıştık. Orada çocuk kalp cerrahisi ameliyatları yapılmıyor. Bu sebeple çocukların ameliyat öncesi ve sonrası değerlendirmelerini ve takiplerini de Türk hekimler olarak biz yaptık ve sonrasında ülkemize döndük" değerlendirmesinde bulundu.
"HASTALARIN ÇOĞU 2 YAŞIN ALTINDAYDI"
Bebeklerin doğumsal kalp hastası olduklarını anlatan Doç. Dr. Özyüksel, "Çocuk kalp hastalıkları, 16 yaş altında kalp rahatsızlığı olan tüm hastalarımızı kapsar. Fakat Irak, Ortadoğu, Afrika gibi bölgelerde çevresel faktörler, akraba evlilikleri gibi etkenler de söz konusu olduğu için bu tip hastalıkları daha sık görüyoruz. Irak’taki hastalarımızın büyük çoğunluğu da 2 yaş altındaydı. 2 yaş üstü sadece bir hastamız vardı. Bizim kalp hastalıklarında en sevmediğimiz şey hastaların bize gelişindeki gecikme oluyor. Özellikle bazı bebeklerimizin doğduktan sonra vakit kaybetmeden ameliyat edilmesi gerekiyor. Maalesef 2020 yılındaki pandemi sürecinde bu bebeklerin bir kısmında, tedavi açısından çok değerli olan 7-8 ay kaybedilmek üzereydi. Bu sebeple bu süreç bebeklerimize olumsuz yansımasın diye onların bize gelmelerini beklemeden ve daha fazla vakit kaybetmeden biz oraya giderek ameliyat etme yolunu seçtik. Durumu beklemeye daha uygun olan hastalarımızın da ön tanısal çalışmalarını yaptık ve gruplar halinde ülkemize getirerek ileriye dönük tedavi süreçlerini planladık" diye konuştu.
"BİZE TÜRKÇE TEŞEKKÜR ETTİLER"
Ailelerin Türk hekimlerine minnettar olduklarını aktaran Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Arda Özyüksel şunları söyledi:
"Burada ameliyat ettiğimiz aileler bize her zaman minnet ve teşekkür duygularını ifade ettiler. Hatta birkaç tanesi bize Türkçe “teşekkür etti”. Aileler onlar için orada olduğumuzun farkındaydı ve o açıdan da bizi gayet iyi karşıladılar. Çoğu Bağdat civarından gelen hastalardı. Onlarla güzel bir iletişimimiz oldu. Ameliyat sonrası takiplerini hekim arkadaşlarımızla görüşerek sürdürüyoruz. Bundan sonrası için de takiplerini yapacağız. Bize sosyal medya kanalıyla ulaşacaklar, biz de teknolojinin tüm imkanlarını kullanarak ameliyat sonrası süreçte de oradaki ailelerimizi yalnız bırakmayacağız. Bir hekim olarak şunu söylemek isterim ki bu hakikaten özel bir duyguydu. Yurt dışında da ameliyat ihtiyacı olan, yardıma muhtaç çok sayıda hasta var. Biz hastane olarak Kosova, Balkanlar, Orta Doğu, orta ve kuzey Afrika ülkelerinden birçok çocuk ve erişkin hasta kabul ediyoruz, ama gidip yerinde çocuk kalp ameliyatı yapmak apayrı bir tecrübeydi. Gittiğimiz hastanede beni en çok şaşırtan, erişkin kalp ameliyatlarında kullanılan teknik altyapının ve tıbbi cihazların fazlasıyla gelişmiş olmasıydı. Çok önemli yatırım yapılmış ancak çocuk kalp ameliyatlarının yapılabilmesi için maalesef sadece yatırım yapılması yeterli olmuyor. Biz uzun dönemde oradaki meslektaşlarımızı da İstanbul'da hastanemize davet ederek çocuk kalp cerrahisi işleyişini görmelerine imkan tanımak istiyoruz, hatta bunun için ilk adımları da attık. Ekibimizle beraber bu zor dönemde oraya giderek ameliyat gerçekleştirmemizin kendimiz ve ülkemiz adına gurur verici olduğunu düşünüyorum." (DHA)