'Üriner sistem taş hastalıklarının altında birden fazla faktör bulunabilir'

'Üriner sistem taş hastalıklarının altında birden fazla faktör bulunabilir'

'Üriner sistem taş hastalıklarının altında birden fazla faktör bulunabilir'
 

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Üroloji Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Kubilay Sabuncu, üriner sistem taş hastalıkları hakkında bilgiler verdi.

 Üriner sistem taş hastalıklarının altında birden fazla faktörün bulunabileceğine değinen Dr. Öğr. Üyesi Kubilay Sabuncu, “Genetik alt yapı, cinsiyet, beslenme ve sıvı tüketim alışkanlıkları, coğrafya ve sıcak iklim, obezite ve kronik hastalıklar gibi birçok sebep taş oluşumuna yatkınlığa yol açabilir. Bazı taş hastalarında hiçbir şikâyet olmazken, bazı hastaları ise ‘hayatlarında hiç hissetmedikleri şiddette bir ağrı' ile karşılaşabilir. Bu hastanın taşının boyutları ve yerleşimi ile ilişkilidir. ESWL, kapalı böbrek taşı ameliyatı ve perkütan taş cerrahisi ile hastalıktan kurtulmak mümkündür” dedi.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Üroloji Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Kubilay Sabuncu, üriner sistem taş hastalıkları hakkında bilgiler verdi. Dr. Öğr. Üyesi Sabuncu, taş hastalığının multifaktöriyel bir hastalık olup, her zaman tek bir sebeple açıklanamayacağını belirterek “Özetlemek gerekirse genetik alt yapı, cinsiyet, beslenme ve sıvı tüketim alışkanlıkları, coğrafya ve iklim, obezite ve diğer kronik hastalıklar gibi birçok sebep taş oluşumuna yatkınlık oluşturabilmektedir. Kişinin ailesinde, özellikle de birinci derece akrabalarında böbrek taşı öyküsü var ise taş hastalığı olasılığı artmaktadır. Çevresel birçok faktör olmasına rağmen bunlardan en önemlisinin iklim olduğu söylenebilir. Özellikle sıcak ve güneşli iklimlerde sıvı kaybının artması ve D vitamini metabolizmasındaki değişikliklerden ötürü taş hastalığına yatkınlık artabilmektedir. Genel olarak bakılırsa özellikle 40 ile 60 yaş arasında taş hastalığının sıklığı artmaktadır. 20 yaş öncesi taş hastalığının az görüldüğü, çocukluk çağı böbrek taşı hastalığının ise oldukça nadir görüldüğü bilinmektedir” diye konuştu.

"Taşın boyutu ve yerleşimi ağrıyı belirliyor"
Üriner sistem taş hastalığının belirtilerinin çok geniş bir yelpazeye yayıldığına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Sabuncu, şöyle devam etti: "Bazı taş hastalarında hiçbir şikâyet olmazken, bazı hastalar ise ‘hayatlarında hiç hissetmedikleri şiddette bir ağrı' ile karşılaşabilir. Bu hastanın taşının boyutları ve yerleşimi ile ilişkilidir. ‘Renal kolik' olarak isimlendirilen ve taşla ilişkili ağrılar ise çoğunlukla taşın oluşturmuş olduğu tıkanıklık sonucu olarak gelişir. Çoğunlukla tek taraflı olan bu ağrı, aniden başlar. Bununla beraber mide bulantısı-kusma, idrar yaparken yanma, idrar bitmiyormuş hissi veya idrarda kan görme eşlik edebilir. Detaylı bir fiziki muayene ve tetkiklerin ardından öncelikle ağrının gerçekten böbrekten kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak amacıyla ultrason yapılabilmektedir. Ancak ultrason her zaman taşlar hakkında yeterli bilgi verememektedir. Özellikle müdahale planlanacaksa çoğu zaman taşın tam olarak yerleşimini ve boyutlarını değerlendirebilmek üzere bilgisayarlı tomografi yapılmaktadır. Bilgisayarlı tomografinin günümüzde böbrek taşı tanısında en hassas metot olduğu söylenebilir. Bilgisayarlı tomografi ile taş hakkında yeterli bilgi sahibi olunduktan sonra taş ve hastanın özelliklerine göre çok farklı tedaviler uygulanabilir. Bazı hastalar ilaç tedavisine bile gerek kalmadan taşlarından kurtulabildikleri gibi bazı hastalara da çok ciddi cerrahi işlemler gerekmektedir."

İlginizi Çekebilir