ATV-A Haber ortak yayınında seçimle ilgili açıklamalarda bulunan MHP Genel Başkanı Bahçeli, 'Eğer Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde, Allah nasip ederse, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bey seçildiği takdirde bizim ondan bir beklentimiz, bir talebimiz olmayacaktır.' dedi.
Bahçeli, 24 Haziran cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda 'Cumhurbaşkanlığı seçimini sayın Erdoğan kazanır' dedi.
Bahçeli, 'Milletimiz, bir sistemin oturması açısından tecrübeli bir şahsın cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmesinde yarar vardır diyerek oy verecektir.' dedi.
HP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kandil operasyonuna ilişkin, "TSK'nin ve hükümetin yapmış olduğu açıklamalar çevresinde Kandil yöresinde önemli hedefler darmadağın edilmiş, PKK'nın başına yıkılmıştır. Buna karşı PKK'nın dayanma gücü kalmayacaktır. Dolayısıyla ya kaçacaklar ya teslim olacaklar veyahut da gereği yapılarak, oraya bayrak dikilecektir." dedi.
Bahçeli, katıldığı ATV, A Haber, A News ile A Haber Radyo ortak yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Kandil ve Münbiç'e operasyon yapıldığı belirtilerek, "Operasyonu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Bahçeli, Türkiye'nin yıllardan beri uğraştığı, önemli sosyal, ekonomik maliyetlere ve birçok vatan evladının şehit olmasına sebep olan olayların artık sonuna doğru gelindiğini vurgulayarak, bunu, ülke için çok hayırlı bir gelişme olarak niteledi.
Bahçeli, siyasi iktidarın Güneydoğu Anadolu'da bölücü terörle mücadelesini sürdürürken, Irak ve Suriye'de de Türkiye'nin güvenliğini tehdit edecek ve orada belli bir terör koridoru oluşturmak suretiyle gelecekte özerk yapılanma ve bağımsız devlet kurma için gösterilen çabaya çok kararlı ve keskin bir müdahale hakkını kullandığını bildirdi.
Bahçeli, "Bunlardan bir tanesi Fırat Kalkanı, ikinci de Zeytin Dalı Harekatı'dır. Şimdi Münbiç'tir. Ama esas işin beslenme ve kaynağı, organizasyonu Kandil'de olduğu için zannediyorum Kandil'de de çok kararlı bir müdahale yapılmaktadır. Bunlar bugünkü siyasi iktidarın başarılı ve kararlı tutumundan, TSK'nın fedakarca mücadelesinden dolayı sonuç alınacak bir konuma gelmiştir." dedi.
Bahçeli, bugün şehit olan askerlere de Allah'tan rahmet diledi.
ABD ile bir diplomasi çalışmasıyla Münbiç'in etrafından, Türkiye ve Amerikan güvenlik unsurlarının birlikte hareketliliğiyle bir müdahale yapılarak PYD ve YPG'nin oradan uzaklaştırılmasının sağlandığını belirten Bahçeli, bunun da Türkiye açısından hayırlı bir durum olduğunu söyledi.
"ABD'nin tavır değişikliğinde Türkiye'nin kararlılığı etkili oldu mu?" sorusuna Bahçeli, "Türkiye'nin çok yönlü dış politikası, birçok ülkeye sorunun bütün açıklığıyla anlatılması ve her olayın arkasında da dik duruşu özellikle Rusya, Suriye, İran ve ABD ile Avrupa ülkelerini de etkilemiştir." yanıtını verdi.
ABD'nin güven telkin eden bir siyaset takip etmediğine dikkati çeken Bahçeli, "Ama öyle günler olmaktadır ki Türkiye'nin bu dik duruşu karşısında geri adım atmayı düşünmekte veya birlikte hareket etmeyi tercih etmektedir. Bugün Münbiç'teki olay budur. Bu kararlı tutum devam ettiği takdirde zannediyorum Türkiye bir kez daha büyüklüğünü, haklılığını ortaya koyacaktır." dedi.
Bahçeli, "Kandil'e Türk bayrağının dikilmesi yakın mı?" sorusu üzerine, şunları ifade etti:
"Zannediyorum şu anki müdahaleleri basın yoluyla elde ettiğimiz bilgiler, TSK'nın ve hükümetin yapmış olduğu açıklamalar çevresinde Kandil yöresinde önemli hedefler darmadağın edilmiş, PKK'nın başına yıkılmıştır. Şimdi orada bu devam etmektedir. Buna karşı PKK'nın dayanma gücü kalmayacaktır. Dolayısıyla ya kaçacaklar ya teslim olacaklar veyahut da gereği yapılarak, oraya bayrak dikilecektir."
"Siyaseti yozlaştıran bir yaklaşım"
"Muhalefet partileri, Münbiç operasyonunun zamanlamasını manidar bularak, bunu bir seçim yatırımı olduğunu söylediler. Ne dersiniz?" sorusu üzerine Bahçeli, Afrin'e, Münbiç'e, Fırat Kalkanı'na karşı çıkmanın doğru olmadığını söyledi.
Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:
"PKK ve FETÖ terör mücadelesinde hiç isim kullanmamak, onlarla ilgili herhangi bir görüş belirtmemek çok yanlıştır. Buradan sonuç alırken acaba PKK'nın Kandil'de teslim olacağı veya teslim alınacağı bir süreçte, Kandil'de bir bayrağın dikilmesini 24 Haziran'da yapılacak olan seçimlerle ilişkilendirmek, bunu bir seçim yatırımı olarak nitelendirmek, siyaseti çok yozlaştıran bir yaklaşımdır. Peki bugün şehit edilen 3 Mehmetçiğimize ne diyecekler? Onlarda seçim yatırımı mı acaba başkaları tarafından. Bu sual sorulur. O sebepten dolayı dikkatli konuşmalarında yarar vardır."
Bahçeli, terörle mücadelenin muhalefeti ve iktidarı olamayacağını, milletçe yapılması gerektiğini ve bunda da başarılı olunacağını ifade etti.
"Onların morali bozulmaz"
"Mehmetçik bu mücadeleyi verirken bu tür açıklamalarla morali bozuluyor" ifadesine üzerine Bahçeli, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Onların morali bozulmaz. TSK hatta bu gibi yanlış tutumlardan kendi doğruluğunu ve kararlılığını çok daha iyi kavrar ve daha azimli davranır. Onlar TSK'nın mücadele azmini fark edemeyenler 3 tane lafla onları dağıtacaklarını zannediyorlar. Yıllardır dağlarda PKK terörüne karşı mücadele veren, binlerce şehit veren bir Mehmetçik ve emniyet teşkilatı mensuplarının 3 tane siyasi cümleyle yıkılacağını kabul etmek çok yanlıştır. Böyle bir şeye de inanmak mümkün değildir. Bari şu 4 günde hiçbir şey yapamıyorlarsa susmalarını tavsiye ederim."
"Türkiye'yi akıllarınca tehdit etmeye çalışıyorlar"
Bahçeli, "Amerika senatosunda Türkiye'ye F35 satışıyla ilgili karara şerh konulmasının gündeme gelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Önce bu uçakları vereceğinizi söylüyorsunuz. Sonra bu uçakların teslimi sırasında veya eğitim amaçlı faaliyetlerin oluştuğu bir ortamda bir farklı davranış içerisinde Amerika'nın bazı kurumlarını ve senatosunu kullanmak suretiyle Türkiye'yi akıllarınca tehdit etmeye ve bu teşebbüsten vazgeçmeye çalışıyorlar. Bir açık kapı da bırakıyorlar. Efendim Trump buna ileri de ne der? Ne derse desin. Orada olmazsa, başka yerde olur. İşte S400'ler var. Dünyada silah mı yok?"
Bu noktada Türkiye'nin milli silahını yapmasının da hayırlı bir teşebbüs olduğunu belirten Bahçeli, bu konuda da başarılı adımlar atıldığını söyledi.
Devlet Bahçeli, bu birikimin Türkiye'yi daha güçlü hale getireceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Kendi silahını kendisi üreten, dünyaya muhtaç olmayan ama dünyayla yüzleşmesi gerektiği günde de en güçlü konumda olan bir ülke haline gelecek. Bu çok önemli bir gelişme."
'Erdoğan'dan bir beklentimiz olmayacak'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Eğer Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde, Allah nasip ederse, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bey seçildiği takdirde bizim ondan bir beklentimiz, bir talebimiz olmayacaktır." dedi.
Muhalefetin, Cumhur İttifakı'nın seçimden sonra dağılacağı yönündeki söyleminin hatırlatılması üzerine Bahçeli, muhalefetin bu tür değerlendirmelerinin çok kısır, siyasi amaçlı, yıpratıcı ve herhangi bir fikri hayata geçirmeye mezun olmayan bir yaklaşım olduğunu belirtti.
Anamuhalefet ve Türkiye'deki aydınların siyaset bilimcilerin bu olayı iyi kavraması gerektiğini ifade eden Bahçeli, "94. yılındayız cumhuriyetin. Birinci evre cumhuriyetin kurulması, ikinci evre çok partili hayata geçilmesi. Şimdi ise üçüncü bir evre var. Bu 94 yıllık cumhuriyet hayatımızda bir rejim değişikliği değil cumhuriyet rejimi içinde bir sistem değişikliği. Bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi." diye konuştu.
Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "24 Haziran sonrası, ülkenin bekasıyla ilgili ihtiyaç olursa MHP'den katkı isteyeceğiz." sözleri hatırlatılarak, "Sorumluluk almanız istendiği takdirde tavrınız ne olur?" sorusunun yöneltilmesi üzerine, sorumluluğu üstlenmenin alanının çok önemli olduğunu söyledi.
"Ülkü anlayışımız ne alınır ne satılır"
Yeni sistemde yürütmenin cumhurbaşkanında olacağını anımsatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"MHP, bu sistemin oluşmasında, kararların alınmasında, düşüncesinin gelişiminde hiçbir beklentisi olmamıştır. Eğer Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde, Allah nasip ederse, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bey seçildiği takdirde bizim ondan bir beklentimiz, bir talebimiz olmayacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, Mecliste denetim ve denge görevini yaparken elden gelen her türlü gayreti, fedakarlığı ve uyarıları yaparız. İşte bizim katkımız orasıdır. Cumhurbaşkanı kiminle çalışacaksa onunla çalışsın. 81 milyon nüfus var. İçlerinde çok iyi yetişmiş şahsiyetler var. Ehliyet, liyakat ve gayret yönünde toplumda değerler var. O onun bileceği bir iş. Bizim talebimiz olmaz. Bizim davamız, ülkü anlayışımız ne alınır ne satılır. Üzerimizde düşen ne varsa yaparız. 5 yıllık süreç içinde bu müessesenin oturması lazım. Tamam, seçim bitti, hadi eyvallah; böyle bir şey olmaz. Seçimin oluşmasına, sonuç alınmasına katkı sağlayan, ondan sonraki kurumsal yapının oluşmasına da katkı sağlamak mecburiyetindedir."
7 Haziran seçimleri süreci
Bahçeli, 7 Haziran seçimlerinden sonra kurulan seçim hükümeti için MHP'den, genel başkanın bilgisi olmadan bazı kişilere bakanlık teklifi geldiğini anımsattı.
Bakanlık teklifi gelen isimlerden birinin bu teklifi kabul ettiğini, birinin kabul etmediğini anlatan Bahçeli, "Bu saygısızlığı MHP tekrar karşılayamaz. MHP'yi kimse makam uğruna satın alamaz ama memleket için elimizi değil gövdemizi taşın altına koymuşuz. Sayın Cumhurbaşkanı kiminle çalışıyorsa çalışsın ama Mecliste Cumhur İttifakı olarak önemli bir rakamla, yani 301'in üzerinde AK Parti ve MHP temsil edilirse, MHP sistemin oturması için üzerine ne düşerse yapar." ifadelerini kullandı.
FETÖ ile mücadele
FETÖ ile mücadeleye ilişkin soru üzerine Bahçeli, FETÖ'nün MHP'ye de sızma aşamasında bulunduğunu dile getirdi.
ABD'ye kaçan FETÖ üyesi Şerif Ali Tekalan'ın davetiye takdim etmek için 2009 yılında Prof. Dr. Şakir Akça ile kendisini ziyarete geldiğini anlatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bunu milletimiz ve camiamızın insanları iyi bilsin. Orada konuşmalar devam ederken. 'Sayın Hocam, şimdi sizi tanıdım ve anladım. Bu davranışlarınız devam ederse ülkücü hareketle karşı karşıya gelmeniz mukadderdir.' dedim. Kendileri tabii beklenmedik tavrı görünce '1,5 aya yakın süreçte ABD seyahatim olacak. Bu görüşmeyi anlatabilir miyim?' dedi ve ayrıldılar. MHP olarak Fetullah Gülen ile yüz yüze gelmişliğimiz yoktur. Genel başkan olarak benim hiç yoktur. Türkçe Olimpiyatlarına katılmış değilim. Hiç alakamız yoktur ama 2009 yılın ekim sonu kasım başlarında 'Türkiye'de bir değişim, dönüşüm lazım. MHP'de genel başkanın değişmesi lazım. MHP'de bir ateist var, kimseyle görüşmez, hiçbir inanç sistemi ile alakası yoktur, namaz kılmaz, cumaya gitmez.' propagandalarıyla bir karşı hareket başlattılar. Ben her zaman söylüyorum. Bu hareket dualıdır. Bu hareketle kim uğraşırsa başına bir çorap örülür. O sebepten dolayı bu hareketi kabul etmemiz mümkün değildir."
Örgütün siyasi ayağı
15 Temmuz'da bazı şeyleri hissettikleri için kararlı bir duruş sergilediklerini, Cumhurbaşkanının ve hükümetin kararlı olduğunu, milletin de direncini gösterdiğini, Türkiye'nin büyük bir tehditten kendini kurtardığını dile getiren Bahçeli, "Bu FETÖ hareketinin kökü kazınmalıdır. Bunun 8 ayağı vardır, siyasi ayağı da gündeme gelmelidir. Bu siyasi ayağın üzerine gitmeleri lazım. Eğer gitmiyorlarsa birgün birileri gider." şeklinde konuştu.
'Cumhurbaşkanlığı seçimini Sayın Recep Tayyip Erdoğan kazanır'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Cumhurbaşkanlığı seçimini Sayın Recep Tayyip Erdoğan kazanır. Neden kazanır? Gecesini gündüzüne katarak, bunu anlatmak için milletin huzurunda oldu. Bu emeğin bir karşılığı olması lazım. Millet bunu takdir eder. Her yeri dolaştı, anlattı, şu oldu, bu oldu. Milletimizin, 'Bir sistemin oturması açısından tecrübeli bir şahsın cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmesinde yarar vardır' diyerek, oy verecekleri kanaatindeyim." dedi.
Kürt kökenli seçmenlerin MHP'ye mesafeli olup olmadığına ilişkin bir soruyu Bahçeli, şöyle cevapladı:
"Hayır. PKK mesafelidir. PKK'nın da MHP'ye mesafeli, düşman olması tabiidir çünkü çok farklı düşüncelere sahibiz. Birisi bütünleştirici MHP, bir tanesi bölücü. Bunlarla bir arada olmak mümkün değil ama PKK'nın baskısı altında kalarak birtakım insanların, 'Kürt oylarına bunlar hakimdir' diyerek, şimdi de 'MHP'ye bunlar oy vermez, onun için Cumhur İttifakı'nın burada önemli kayıpları olur' şeklinde Cumhur İttifakı'nı bir bölücü unsurun aleti olarak, Kürt kardeşlerimizi istismar edip çatlatmaya çalışmak da ikinci bir ihanettir. Kürt kökenli kardeşlerimizle bizim bir problemimiz yoktur. Partimizde de çok sayıda vardır."
"Ben hiçbirisine güvenmiyorum"
Kamuoyu araştırma şirketlerinin seçim anketlerinde MHP'nin baraj altında kaldığının, HDP'nin ise barajı rahat geçtiğinin gösterilmeye çalışıldığına ilişkin görüşleri sorulan Bahçeli, bu şirketlerin kendi düşüncelerini kurumsal yapı içinde kamufle ederek yapılan anketleri hizmet ve ihanetin ölçüsü olarak kabul ettiğini söyledi.
Devlet Bahçeli, kamuoyu araştırmalarının aynı zamanda "kamuoyu oluşturma merkezleri" haline geldiğini ve şirketlerin istediklerini yükseltip istediklerini yere indirdiğine dikkati çekerek, "Kamuoyu araştırma kuruluşlarının yasal zemine oturması, vergi denetiminde bulunulması, bütün kamu araştırmasını yapan kuruluşların başındaki insanların servet kaynaklarının kamuoyuyla paylaşılması ve yanlış yaparlarsa da bunun hesabını sormaları gereken bir düzen oturtturulursa o zaman bir anlam ifade eder. Şimdi ben hiçbirisine güvenmiyorum." değerlendirmesinde bulundu.
MHP Kurultayı'nda da cumhurbaşkanı adaylarının Recep Tayyip Erdoğan olduğunu deklare ettiğinin hatırlatılması üzerine Bahçeli, şöyle konuştu:
"MHP'nin siyasi olayların değerlendirilmesinde aldığı kararlar vardır. Bu kararlara samimi ülküdaşlarımızın hepsi bağlı kalır ve uygulamayı ona göre alır ama bazı insanlar vardır, belli durumlarda belli şikayetler, rahatsızlıklar oluşmuş olabilir, kişisel olarak sever, sevmeyebilir ve bazı konularda da 'Ben buna oy vermem' diyebilir. Bu da onun en tabii hakkıdır ama MHP ilke olarak mevcut adaylar arasında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, Cumhuriyetimizin üçüncü evresi olarak güçlü bir şekilde hayata geçirilmesi açısından Recep Tayyip Erdoğan'ın göreve devamında yarar vardır. Eksiği, fazlasıyla yarar vardır."
Mevcut yapı içinde başka adayların da çıkabileceğini vurgulayan Bahçeli, "Bunun hakkı ve uygulamadaki başarı Recep Tayyip Erdoğan'a ait olmalıdır. Eğer o birikimine, 16 yıllık başbakanlık, parti genel başkanlığı ve 2014'ten beri cumhurbaşkanlığı tecrübesini yeni bir kurumsal yapıda hayata geçiremezse zaten tükenişi olur. Onun için bu tecrübeyi, bu birikimi heba etmemek lazım." yorumunu yaptı.
Bahçeli, Kurultay'daki açıklamasının siyasi tarihte bir ilk olduğunu anlattı. Bunu beğenmeyip başka ilişkiler içinde olanlar bulunduğuna değinen Bahçeli, "İlişkilerini açıklarlarsa saygı duyarım ama açıklamadan MHP'yi ayaküstü istismar ediyorlarsa onları da Cenabı Allah'a havale ediyorum." ifadelerini kullandı
"Millet bunu takdir eder"
24 Haziran'a ilişkin seçim sonucu tahmini sorulan Devlet Bahçeli, şunları dile getirdi:
"Cumhurbaşkanlığı seçimini Sayın Recep Tayyip Erdoğan kazanır. Neden kazanır? Gecesini gündüzüne katarak, bunu anlatmak için milletin huzurunda oldu. Bu emeğin bir karşılığı olması lazım. Millet bunu takdir eder. Her yeri dolaştı, anlattı, şu oldu, bu oldu. Milletimizin, 'Bir sistemin oturması açısından tecrübeli bir şahsın cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmesinde yarar vardır' diyerek, oy verecekleri kanaatindeyim. Cumhurbaşkanı olarak 24 Haziran gecesi veyahut geceye de kalmaz Cumhurbaşkanı, Recep Tayyip Erdoğan olur diye düşünüyorum. Düşüncenin ötesinde memleket için arzum da bu."
Bahçeli, Meclis'teki milletvekili çoğunluğunun Cumhur İttifakı'na destek veren partilerden olması halinde sistemi tıkayan davranışlara fırsat verilmemiş olacağını da kaydetti.
"Beş benzemezden bir şey olmaz"
HDP'nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ın "özgürlüğü" için muhalefetin cumhurbaşkanı adaylarının açıklamaları ile HDP'nin barajı geçmesi için "Her evden bir oy" kampanyası yürütülmesine ilişkin bir soru üzerine Bahçeli, "Türkiye düşmanlığına varan bir yaklaşımdan ziyade, ülkeyi bugüne kadar yönetenlere karşı husumetten beslenen bir araya geliş, Saadet Partisinin birileriyle bir araya gelmesi çok ilgi çekici bir şey." dedi.
"Beş benzemezden bir şey olmaz." ifadesini kullanan Bahçeli, Millet İttifakı yerine "demokrasi ittifakı" kurulması yönündeki HDP'lilerin açıklamalarının da bulunduğunu hatırlatarak, "Tamam, 'demokrasi ittifakı' olursa, o da ayrı bir şey. 'Millet' diyemez, derse neyi kastettiği farklıdır. Türk milletini çağrıştıracak bir cümleyi kullanamaz. Onun için, bir çadır var, adı demokrasi. İçinde kim var, belli değil." diye konuştu.
"Şimdi şaşırıyorum, bu üslubu kim verdi buna?"
Bahçeli, cumhurbaşkanı adaylarından Meral Akşener'in bir konuşmasında, "Millet İttifakı'na HDP'nin de dahil edilmesi ve Abdullah Gül'ün ortak adaylığıyla ilgili bize baskı yapıldı." dediğinin anımsatılmasının ardından bu baskının kim tarafından yapılmış olabileceğiyle ilgili bir soruya cevaben şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kimin baskı yaptığını bilemiyorum ama muhterem abiler, muhterem bilmem kimlerden birileri varsa onu bilemiyorum. O hanımefendinin konusuna da girmek istemiyorum. Allah yolunu açık etsin. Bizde 8 sene milletvekili olarak bulundu. Partimizde çok saygın bir yeri vardı. Şimdiki gibi hiçbir üslupla konuşmayan bir hanımefendiydi. Şimdi şaşırıyorum, bu üslubu kim verdi buna?"
"Adamın dişini sökerler"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin, "Afrin kahramanı" 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel için sarf ettiği sözlerin hatırlatılması üzerine şu ifadeleri kullandı:
"Bu çok yanlış. Belki de seçim çalışmalarında en büyük gafı bu. Kendilerinin Afrin kahramanı, TSK'nın güzide bir komutanının apoletini sökebilecek bir cesareti de olmaz. Halkın huzuruna çıkıp şov yapmak başka, bisiklete binmek başka, bu başka bir şey. Adamın dişini sökerler. Haddini bilsin herkes. Komutanın kim olduğunu, ailesinde şehit var mı yok mu? Cumhuriyet döneminin kahramanlarından kimin yakınıdır, oğludur? Bunları da bilmek lazım. Gelişigüzel konuşamaz. Apoleti sökecekmiş... Ancak 12 Eylül sonrasındaki mahkeme kararıyla ihtilali yapanların apoleti söküldü. Onu da yargı söktü. Sen kimsin? Onun için bunu tekrardan vazgeçsin. Hatta milletten ve TSK'dan özür dilesin. Kendisini o dağın başına bıraksak 24 saat kalamaz. Yazık, günah."
Türkiye'ye ekonomi üzerinden yürütülen operasyonlara da değinen Bahçeli, "Senaryo aynı, yöntemler aynı fakat siyasi figürler farklı. 2001'deki bu gelişmeler karşısında rahmetli Bülent Ecevit'e karşı, 57. Hükümet'e karşı bir faaliyet kendini göstermişti." dedi.
2001'deki ekonomik krizde yaşanan bazı olaylara işaret eden Bahçeli, "Bir iktidar değişikliğini öngören bir faaliyetin benzeri yaşanıyor şimdi. Gezi olaylarından tutun vesaire. Ben muhalefeti en sert yapanlardan biriydim. Gezi olaylarında yoktum. O sebepten dolayı, bu gibi olayları bir gün tarih yazacak. Rahmetli Ecevit'in bazı konularda aldığı tedbirler var. Bunları en yakınında bilenlerden bazılarının anlatması lazım. Ben anlatırsam yanlış olur." değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden Türkiye'nin kuşatılmaya çalışılıp çalışılmadığı sorusuna Bahçeli, "Doğrudur. Mevcut bugünkü yönetimin görevden uzaklaştırılması için iç ve dış odakların faaliyetleri, kendini açıkça gösteriyor." yanıtını verdi.
Bedelli askerlik açıklaması
Bahçeli, bedelli askerlik tartışmalarına ilişkin de şunları kaydetti:
"Askere alım sürecinde isteseniz de istemeseniz de bir birikme oluyor. 18-20 yaşına geliyor, askere gitmesi lazım fakat eğitimi devam ediyor. Eğitimden sonra 29 yaşına kadar yüksek lisansı, 30 küsur yaşına kadar da doktorası birikiyor. Herkes hayata atılıyor, ev bark kuruyor. Bazıları ise kendi geleceğini belirlemek istiyor ama askere alınamıyor. Bunlar toplumda örtülü bir kaynama yapıyor. Bunlar zaman zaman geçmişten bu yana biraz azaltılmaya çalışılıyor ama bu kararı siyaseten vermemek lazım. TSK'nın iş, insan gücü planlaması doğrultusunda, 'İhtiyacı var mı yok mu?', 'Olmayanı ne yapalım, olanı ne yapalım?' diye bir araştırmasına dayalı gerçekleştirmesinde yarar var. Bir de bugünlerde artık profesyonel askerlikte, Güneydoğu Anadolu'da, Afrin'de, başka yerlerde mücadele verenlerde genellikle bunlar oluyor çünkü tecrübeli, belli bir yaşa gelmiş olan insanlar. Artık 18-20 yaş grubunu dağa göndermiyor, terörün karşısına göndermiyorlar. Olgunlaşıp tecrübe kazandıktan sonra gidiyor. O nedenle seçim öncesinde bunu gündeme getirirler her zaman. Böyle bir gündeme geldiği vakit, seçim sonrasında Sayın Cumhurbaşkanı, konuyu değerlendireceğini ifade ediyor. Bakalım o gün geldiği zaman biz de bilelim ne kadar asker var, ne kadar yok? Bu bedelli askerlik kapsamına girecek olanlar kimler? Bunları dikkate almak lazım."
Hayvanlara yapılan işkencelere ilişkin bir soru üzerine Bahçeli, bunun Türk Ceza Kanunu kapsamına alınması gerektiğine vurgu yaptı.
Bu konuda MHP milletvekillerinin çalışmasının bulunduğunu aktaran Bahçeli, "Üniversitelerimizin, sosyal psikologların, pedagogların devreye girmesinde, toplumsal şiddeti aşağı çekebilecek uygulamaları başlatmalarında yarar var." dedi.
24 Haziran'ın önemli olduğunu belirten Bahçeli, "Milletimiz mutlaka sandığa gitmelidir. Sandıktan sonra yeni bir sistemin oluşması için milletçe katkı sağlamalıyız. Millet aklı bunu gerektirsin diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.