İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Muhtar demek, millet demektir” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ''Türkiye Muhtarları El Ele'' projesinin kapanış programına katıldı. Gölbaşı Vilayetler Evi’nde düzenlenen programda konuşan Bakan Soylu, “Tam da Samsun’a yakışır şekilde ilk adımını attığımız bu güzel projeye başlamıştık. Samsun’dan başladık; Van, Sivas, Hakkari, Ağrı, Hatay, Bursa, Çanakkale, Şanlıurfa, İstanbul derken, en sonunda bu akşam Ankara’da, projeyi nihayete erdiriyoruz. Yaklaşık 10 bin muhtarımız, birbiriyle tanışma, kaynaşma, fikir alışverişinde bulunma, belki ortak projeler geliştirme imkânı buldu. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Belki bu akşam kapanışını yapıyoruz ama inanıyorum ki bu proje, başka muhtarların üretilmesine vesile olacaktır.
Sizlerin de takip ettiği gibi, son yıllarda, elimizden geldiğince ve gücümüzün yettiğince hem muhtarlarımızla bir araya gelmek, hem de muhtarlarımızı bir araya getirmek için gayret gösteriyoruz. Kimi zaman, işimizle ilgili, sahadaki problemlerimizi konuşuyoruz. Kimi zaman, dünyadaki meselelerden, yüzyılımızın sorunlarından ve burada Türkiye’nin aldığı pozisyondan bahsediyoruz. Zaman zaman birlikte atabileceğimiz adımlardan söz ediyoruz, tecrübelerimizi paylaşıyoruz, muhtarlarımızın taleplerini doğrudan almaya ve çözmeye çalışıyoruz. En nihayetinde ‘Daha iyisini nasıl yaparız?’ sorusuna yanıt arıyoruz” şeklinde konuştu.
“Cumhurbaşkanımız da, bizler de 'İlle de muhtarlarımız' diyoruz”
Muhtarların sokağın sorunlarını en iyi bilenler olduğunu belirten Bakan Soylu, “Muhtar sokakta gezer, muhtar vatandaşı dinler. Muhtar; kendisine anlatılmasa bile sokağın sorunlarını bilir, insanların sıkıntısını bilir, bazen yüzünden anlar. Gencin beklentisini, yaşlının endişesini, çoluk çocuğun kapısındaki tehlikeyi bilir. Muhtar kimin aç kimin tok yattığını bilir. Hangi ailede huzursuzluk var, hangi kadın tehdit altında, Hangi metruk binada, hangi köşe başında mahalle için sıkıntılı işler döner, muhtar bilir. Bir mahallede kaç göçmen yaşar, bunu resmi kayıtlardan bilirsiniz, ama onların ne yaşadığını bilemezsiniz.
Oysa muhtar, bilir. Bütün bunları bilir ve bir sorumluluk hisseder. Kaymakama gider, valiye gider, belediye başkanına gider, polise gider, jandarmaya gider, yeri gelir sivil toplum kuruluşlarına gider ve bir çare üretmenin gayreti içinde olur. Çünkü bir emanet almıştır, O emanetin yükü omuzlarındadır, gereğini de yapmak durumundadır. Hiçbir yazılımla veya bilgisayar programıyla bunları bilemezsiniz. Hiçbir yazılımla veya bilgisayar programıyla muhtarın işini yapamazsınız. İşte onun için sayın Cumhurbaşkanımız da, bizler de ‘ille de muhtarlarımız’ diyoruz” ifadelerini kullandı.
“Muhtar demek, millet demektir”
Son 20 yılda geldiği noktayı koruması için Türkiye’nin güçlü olması gerektiğini vurgulayan Bakan Soylu, “Türkiye'nin, son 20 yılda geldiği noktayı ve elde ettiği kazanımı korumak için, zincirin her halkasının güçlü olması lazım. Çünkü, biz bugüne kadar ne başardıysak hep birlikte başardık. Milletimizle başardık. Çareyi, başkalarının kurduğu masalarda aramadık. Sağdan soldan işaret beklemedik, mektup yolu gözlemedik. Biz sadece milletimize baktık. Biz ne yaptıysak milletimizin iradesiyle, gücüyle, inancıyla ve motivasyonuyla yaptık. Onun için muhtarlık bizim için önemlidir. Çünkü muhtar demek, millet demektir. Onun için bu toplantılarda, buluşmalarda, bizim açımızdan hiçbir muhtarımız arasında hiçbir ayrım söz konusu değildir. Her muhtarımız bizim için kıymetlidir. İllerde ilçelerde muhtar buluşması yaptığımız zaman tüm muhtarlarımızla masada oturuyoruz. Hepsini dinliyoruz ve Allah hepsinden razı olsun, hepsiyle güzel bir istişare ortaya koyuyoruz” dedi.
“Biz Cumhuriyetin ikinci asrında kendimiz gibi yaşayacağız”
Dışarıdan ithal anlayışlarla bir gelecek inşa etmek niyetinde olmadıklarını ifade eden Soylu, “Cumhuriyeti kurdular ve bize emanet ettiler. Birinci asrını tamamlıyoruz. Olabildiğince eksikleri gidermeye ve cumhuriyetin ikinci asrına tertemiz ve güçlü bir başlangıç yapmak istiyoruz. Gayretimiz bunun içindir. Cumhuriyetin birinci asrında, nasıl yaşayacağımız bize hep dışarıdan dayatılmak istendi. Vesayet kurgularıyla, darbelerle, dışarıdan parmak sallamalarla bir şekilde bunu dayatmak istediler. Hala da istiyorlar. Uyuşturucuyla olsun, ahlaksızlığı kurumsallaştırma çabalarıyla olsun, hala bu davayı güdüyorlar. Biz bunların hepsini reddettik. Herkes iyi bilsin, biz Cumhuriyetin ikinci asrında kendimiz gibi yaşayacağız. Medeniyet değerlerimizde ne varsa, onu yaşayacağız, milli irade ne diyorsa onu yaşayacağız. Dışarıdan ithal anlayışlarla bir gelecek inşa etmek niyetinde değiliz. Kendi aklımızı ve izanımızı, kendi özümüzü rehber edinmeye devam edeceğiz. İşte muhtarlarımız, bu yoldaki en önemli rehberlerimizden biridir” diye konuştu.
