Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile görüşmesi sonrasında yaptığı açıklamada, "F16 modernizasyonu ve yeni F16 alınması gündemimizin önemli maddeleriydi" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu resmi temasları kapsamında geldiği ABD'de Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından basın toplantısı düzenleyen Bakan Çavuşoğlu, ABD'li mevkidaşı Blinken ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyledi. Görüşmenin ana gündem maddelerinden birinin ABD'den alınmak istenilen F16'lar olduğunu belirten Bakan Çavuşoğlu, "F16 modernizasyonu ve yeni F16 alınması da gündemimizin önemli maddeleriydi" dedi.
Bakan Çavuşoğlu yaptığı açıklamada, “Resmi ziyaret için dün akşam Washington DC'ye geldik. Üç gün boyunca yoğun bir programımız olacak. Hem burada Washington'da, yarın Houston'da ve cuma günü New York'ta temaslarımız olacak. Az önce ABD Dışişleri Bakanı stratejik mekanizma bakanlar düzeyindeki ikinci toplantısını gerçekleştirdik. Son derece verimli bir toplantı gerçekleştirdiğimizi söylemek isterim. Dün de Bakan Yardımcım Sedat Önal başkanlığında ABD tarafıyla kurumlar arası istişareler gerçekleştirildi ve bu mekanizmayı kurumsal hale getirmek istiyoruz. Yılda en az iki defa bakanlar düzeyinde toplanılması teklifinde bugün bulunduk. Tabii ki bugünkü görüşmemizde başlangıçta da basına verdiğimiz demeçte olduğu gibi ABD'yle ikili ilişkilerimizin tüm boyutlarını ele aldık ve diyaloğumuzu nasıl geliştirebileceğimizi, bu yönde hangi adımları atacağımızı da bugün heyetlerimizle birlikte değerlendirme imkanı bulduk. Tabii bir taraftan ilişkilerimiz bakımından önümüze çıkan fırsatlar var. Ticaretimizi yüz milyar dolar hedefine çıkarmak için çalışmaya devam edeceğiz. Her sene artıyor… Diğer taraftan fırsatları çoğaltırken tabii sınamalar karşısında da etkin bir şekilde bunları yönetmek için hangi adımlar atacağız? Aramızda tabii yıllardır çözülemeyen bazı konular var. Bu sorunların çözümü için hangi adımlar atacağız? Karşılıklı tekliflerimiz oldu. Diğer taraftan F-16 modernizasyonu ve yeni F-16 alınması konusu da gündemimizin önemli maddelerinden bir tanesiydi. Bu konuda şu anda yönetimin izlediği süreç, daha doğrusu işlettiği süreç kongrenin işlettiği süreç hakkında da bilgi aldık. Diğer taraftan tabii bölgesel konuları da kendi aramızda değerlendirdik. Ama ona geçmeden önce enerji iş birliğimizi daha da geliştirmek için dün arkadaşlarımız kendi aralarında görüştüler. Mutabık kaldılar. Bugün yaptığımız görüşmede de mutabık kaldık ve bu konuda önümüzdeki süreçte daha fazla yoğunlaşacağız. İşbirliğimizi daha da geliştireceğiz F-16 konusunda biraz önce söyledim. Bunun sadece Türkiye için değil NATO ve ABD'nin kendisi için de önemli olduğu konusunda hemfikiriz. Bölgesel konuları da değerlendirdik. İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği sürecinde gelinen noktayı değerlendirme imkanımız oldu ve uzmanlar düzeyinde daimi komite toplantısının üçüncüsü önümüzdeki süreçte yapılacak. Bugüne kadar atılan adımları biz Türkiye olarak memnuniyetle karşıladığımızı ama özellikle İsveç'in daha yolun başında olduğunu bir kere daha söyledik. Somut adımlar beklediğimizi, yani üçlü ahitnamede ne varsa onların uygulanması gerektiğini, ne fazla ne az, bir kere daha söyledik ve tabii terörle mücadele konusu da gündemimizdeydi. Özellikle Suriye bağlamında PKK, YPG'ye verilen desteğin sonlandırılması gerektiğini söyledik Önümüzdeki süreçte Suriye'yle ilgili yeni bir çalışma başlatma önerisi geldi. Ama biz tabii Türkiye olarak özellikle Amerika'nın geçmişte verdiği sözleri de gerek Münbiç yol haritası doksan günlük uygulanmadı, gerekse iki bin on dokuz mutabakatıyla, PKK, YPG unsurlarının otuz kilometre en az güneye çekilmesi konusunda bir ortak açıklamamız olmuştu Ankara'da. Sonuç itibarıyla burada Türkiye olarak endişelerimizi dile getirdiğimiz gibi YPG PKK'yla olan mücadelemizde kararlılığımızı da söyledik.
İlişkilerimizi etkileyen konulardan bir tanesi burada FETÖ mevcudiyeti biliyorsunuz. Dolayısıyla müttefiklik ruhu çerçevesinde daha iyi bir iş birliğine sahip olmamız lazım. Konsolosluk konularını da değerlendirdik. Özellikle vatandaşlarımıza yönelik vize uygulamaları ve gecikmeler, resmi pasaport sahiplerine yönelik bile bu gecikmeleri tekrar gündeme getirdik. En son görüşmemizden bu yana biraz iyileşme olsa da, diğer bazı Avrupa ülkelerine göre bazı olumlu adımlar atılsa da halen sorunun devam ettiğini kendisine bugün ilettik. Ukrayna'daki durumu ve savaşı değerlendirdik.
Tabii genel anlamda Suriye'deki gelişmeleri de ele aldık. Doğu Akdeniz, Türkiye, Yunanistan ilişkileri konusunda da görüş alışverişinde bulunduk. Tabii Kafkasya Türkiye, Ermenistan, Azerbaycan, Ermenistan normalleşme süreçleri hakkında da görüş alışverişinde bulunduk. Afganistan'daki son gelişmeleri değerlendirdik. Birçok konuda bölgesel konuda da uluslararası konuda da görüş alışverişinde bulunma fırsatı bulduk. Daha doğrusu farklı konularda görüşlerimizin büyük oranda örtüştüğünü de görmekten memnuniyet duyduk. Blinken'i de Türkiye'ye davet ettim. Hem Antalya Diplomasi Forumu'na hem de ziyaret için ikili ziyaret için Türkiye davet ettim. Arkadaşlarımız üzerinde çalışacaklar. Sonuç olarak, sabah SETA Washington'un düzenlediği bir toplantıda kanaat önderlerinin temsilcileriyle bir araya geldik. Biraz sonra bu basın toplantısından hemen sonra yine büyükelçiliğimizin düzenlediği bir etkinlikte farklı kesimlerin temsilcileriyle bir araya geleceğiz. Washington bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızla da bir araya geleceğiz ve daha sonra Houston'a doğru yola çıkacağız.” ifadelerine yer verdi.
Basın mensuplarından gelen, “Suriye'deki operasyonların durdurulması, bir diğeri de Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliğine evet denilmesi gibi şartlar var.
Ne tür ve yeni şartlar var mı? Bir de senatodan geçmesi konusunda paketin siz ne öngörüyorsunuz? Senatonun ısrarlı muhalefeti var. Siz nasıl görüyorsunuz?” sorusu üzerine Bakan, “James Jeffrey'in şu anda resmi bir görevi var mı yok mu? Bilmiyorum ama kendi adına mı konuşuyor? Bugün Suriye'deki operasyonların herhangi bir şart olarak önümüze geldiğini görmedik biz. Sabahtan beri farklı kesimlerle de bir araya geliyoruz Biraz önce gerçekleştirdiğimiz ikili görüşmede de böyle bir şart yok. Ama Finlandiya ve İsveç'in üyelik sürecinin hızlanmasını, kongre üzerinde her ne kadar bu konunun doğrudan bağlantısı olmasa da, olumlu etkisinin olacağını herkes söylüyor zaten. Biz de bu iki farklı konunun birbiriyle ilintilendirilmemesi gerektiğini söylüyoruz. Birbirinden bağımsız ve kendi kulvarlarında devam etsin. İsveç ve Finlandiya'nın üyeliğiyle ilgili bir üçlü aitname imzaladık. Burada hangi adımların atılacağı belli. Yine F-16 müzakerelerinde de İsveç'in üyeliği ya da Finlandiya'nın üyeliği konusunda bir ön şart hiçbir zaman resmi olarak konuşulmadı. Biz de kendi düşüncelerimizi, bunların birbirinden farklı olduğunu, doğrudan bir bağlantısının olmadığını kongreye elbette Türkiye olarak biz de anlatıyoruz, anlatacağız. Ama kongreye, yönetimin de anlatması gerektiğini söyledik. Burada önemli olan yönetimin kararlı durup durmayacağı. Yönetim kararlı durursa, neticede kongrede Menendes gibi bazı üyelerin, şu anda sadece Menendes'in sesi çıkıyor. Ama farklı üyeler de olabilir. Bunların bu süreci engellemeyle ilgili adımları karşısında yönetim güçlü bir duruş sergilerse bu iş çözülür. Sonuçta burada yönetim de başkaları da kongreye veya şuraya buraya atmasın. Bizim elimizi kolumuzu bağlayacak işte bir F-16 modernizasyonu ve yeni modellerin satışı var. Dolayısıyla, ‘Türkiye'ye her istediğimizi yaptıralım bu vesileyle' anlayışıyla bu işler yürümez. Bu işlerin böyle yürümeyeceğini de dosta düşman da herkes gördü. Sonuçta eskisine göre daha pozitif bir atmosfer var. Diğer konular NATO üyelikleri konusunda kendi kulvarında ilerliyor. Daha bu ülkelerin atması gereken adımlar var. Zaten atılan adımları biz inkar etmiyoruz. Ama yetersiz olduğunu da söylüyoruz. Kendileri de bunu biliyor.” şeklinde yanıtladı.
Bakan Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığının resmi bildirimin ne zaman yapılacağına ilişkin tarih konusunu da, “Sanırım süreç prosedürler çerçevesinde ilerleyecek. Ama resmi bildirim konusunda herhangi bir tarih vermediler.” olarak açıkladı.
Bakan Çavuşoğlu Menendes'in itirazı konusu ile ilgili olarak "Şimdi, ‘Menendes'in itirazı konusunda biz şu stratejiyi izleyeceğiz' diye herhangi bir şey söylemediler. Doğrusu biz de ‘Menendes'i nasıl aşacaksınız' diye sormadık. Sonuçta genel anlamda yönetimin sorumluluğu olduğu için kongreyle sürecin nasıl işleyeceği de belli. Yönetimin nasıl yapacağı, kongreden gelen cevaplara karşı yönetimin karşı atacağı adımlar da gayet Amerikan anayasası ve yasalarında gayet sarih bir şekilde var.” dedi. Başkanın bypass etme hakkına istinaden de, “Eğer kararlıysa yönetim bu konuda samimi ve kararlıysa böyle bir adım atar. Yani bir kişinin veya birkaç kişinin engellemesi karşısında yönetimin böylesine önemli iki müttefik arasındaki önemli bir anlaşmayı heba etmemesi lazım, boyun eğmemesi lazım. Buna ilişkin bir şey söylediler mi? Herhangi bir şey söylemediler. Yani sonuçta Menendes şöyle yaparsa biz şöyle yapacağız, böyle yapacağız diye bir şey söylemediler. Biz de Menendes şöyle yaparsa siz ne yapacaksınız diye spesifik olarak böyle bir soru sormadık. Sadece yönetim burada kararlı durursa bu sorun aşılır ve bu işi hallederiz dedik.” ifadelerine yer verdi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu F-16 ve dış ilişkilerin gidişatı konusunda, “ABD'nin Türkiye Yunanistan ilişkilerinde ve Kıbrıs Rum Kesimi'yle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki dengeyi onların lehine bozduğunu ilk defa bugün söylemedim. Daha önceki görüşmelerimizde de Sayın Blinken'e doğrudan söyledim. Açıklamalarımızda da buna vurgu yaptık. Çünkü Rum kesimi üzerindeki kısıtlamaları, ambargoları kaldırdılar. Rum kesimi ABD'den silah alabilecek. Kime karşı alacak? Kıbrıs Türklerine karşı Türkiye'ye karşı. Neymiş efendim, kara para aklama konusunda daha iyi iş birliği yapmış Rum kesimi. Öyleyse Rum kesimine yönelik başka teşvikler verilebilir. Kredi açılabilir. Madem konu kara parayla ilgili, temiz parayla ilgili destek verilebilir, sonuçta bunun karşılığı silah vermek değil. Bu dengeyi bozmak demektir. Yani Amerika'nın denge politikasının bozulduğunu gösteriyor. Aynı şekilde Türkiye, Yunanistan ilişkilerinde her ne kadar son zamanlarda bazı açıklamalarıyla bunu dengelemeye çalışsalar da fiiliyatta bu dengenin bozulduğunu görüyoruz. Ben sadece Menendes veya birkaç tane kişinin Türkiye'nin F-16 alımının engellenmesi yönündeki açıklamaları için söylemiyorum. Ya da o nedenle bunu söylemiyorum. Ama şimdi silahsızlandırılmış Adalar'ın statüsünü Yunanistan ihlal ediyor. ABD'nin verdiği zırhlı araçlar buraya gidiyor ve ABD'nin bu konuda herhangi bir itirazı olmadı. Ya da gönderemezsin demedi. Yunanistan sürekli dokuz tane üssün Türkiye'yi dengelemek için kurulduğunu söylemesine rağmen ABD'den bunun tersi, bunun tersine bunu yalanlayacak bir açıklamayı henüz daha net bir şekilde görmedik. Yani genel anlamda bir dengenin bozulduğunu görüyoruz biz ve ABD'yi tekrar bu ilişkilerde hem Kıbrıs'ta hem de Türkiye Yunanistan ilişkilerinde tekrar dengeli olması gerektiğini söylüyoruz Ama bugün Blinken ile yaptığımız görüşmede Blinken ‘Her iki tarafa da aynı çağrıda bulunuyoruz. Her iki tarafla da eşit şekilde ilişkilerimizi sürdürüyoruz ve bu dengeyi koruyoruz' diye görüşmede vurgu yaptı.