Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye saldırılar karşısında sessiz kalamaz. Mescid-i Aksa'ya el uzatılması, Harem-i Şerif'in kutsiyetinin ayaklar altına alınması kırmızı çizgimizdir. Bunun adı zulüm ve provokasyon siyasetidir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, emeklilerle iftarda bir araya geldi. İsrail'in Mescid-i Aksa ve Müslümanlara yönelik saldırılarına sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail polisinin terör eylemleri için Mescid-i Aksa'yı ve Filistinli Müslümanları hedef almasından duyduğumuz üzüntü ve öfkeyi belirtmek istiyorum. İbadet eden sivillere ses bombalarıyla, coplarla, plastik mermilerle müdahalede bulunmak. İsrail yönetiminin tüm samimi ikazlara ve telkinlere rağmen estirdiği bu şiddet dalgasının arkasında içeride yaşadığı sıkışmışlığın yattığı anlaşılıyor. Bunun adı zulüm siyasetidir, kan siyasetidir, provokasyon siyasetidir" dedi.
"Mescid-i Aksa'ya el uzatılması kırmızı çizgimizdir"
Türkiye'nin bu saldırılar karşısında asla sessiz ve hareketsiz kalamayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail'e çağrıda bulunarak, "Mescid-i Aksa'ya el uzatılması Haremi Şerifin kutsiyetinin ayaklar altına alınması bizim kırmızı çizgimizdir. Kudüs'e gerektiğinde canları pahasına sahip çıkan Filistinli kardeşlerimiz yalnız değildir. Müslümanların ilk kıblesine yönelik alçak eylemleri ülkem ve milletim adına kınıyor, bu saldırıların bir an önce durdurulması çağrısında bulunuyorum" ifadelerini kullandı.
Bugün emekli vatandaşla iftarda bir araya geldiklerini ifade eden Erdoğan, insanoğlunun uzun hayat yolculuğunun önemli dönüm noktaları olduğunu belirtti. Salgın döneminde dünyanın birçok yerinde emekliler, ölüme terk edilirken Türkiye'de üzerine en çok titrenen kesimin emekliler olduğunu söyleyen Erdoğan, Ülkenin modern hasta ve sağlık sistemi sayesinde süreci rahat geçirdiğini kaydetti.
Geçtiğimiz ay yürürlüğe giren emeklilik düzenlemesi ile 2 milyon 250 bin vatandaşın önündeki yaş engelinin ortadan kaldırıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu vatandaşlarımızın bir kısmı mutlaka kendi işinde ve ya ücretli olarak çalışmaya devam edecektir. Bir kısmı ise bugün için sakladığı hayalini gerçekleştirmek üzere yeni bir hayata adım atacaktır. Çalışırken olduğu gibi emeklilik dönemlerinde de sizlerin hep yanında olacağız. Türkiye Yüzyılını sizlerin tecrübesi, birikimi ve geniş ufkuyla şekillendireceğiz. Sizler eski Türkiye'yi eski Türkiye'nin yokluklarını, krizlerini, kayıplarını en iyi bilenlersiniz. Ülkemizin 20 yıldır nereden nereye geldiğini gençlerimize anlatmakta belki zorlanıyoruz ama sizler bunun canlı şahitlerisiniz. Eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, sanayiden tarıma, spordan sosyal yardımlara kadar her alanda ülkemizi asırlık eksikliklerini tamamlayarak bugünlere beraberce getirdik" dedi.
"En düşük emekli maaşını 7 bin 500 liraya, yaklaşık 400 dolara yükselttik"
Emekli vatandaşlara destek çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah şimdi Türkiye Yüzyılını da birlikte inşa edeceğiz. Bu konuda sizlerden destek bekliyorum. Hayatın en ağır yüklerini geride bıraktıktan sonra emekliliği rahatça sürdürmek bunun için gereken imkanlara sahip olmak sizlerin hakkıdır. Ülkemizde geçmişte emekli maaşları gerçekten çok kötü bir seviyedeydi. Hükümette geldiğimizde 50 dolara tekabül eden emekli maaşı alan insanlarımız vardı. Türkiye'nin geçtiğimiz 20 yılda sağladığı büyümeden emeklilerimiz de istifade etti. En düşük emekli maaşını 7 bin 500 liraya, yaklaşık 400 dolara yükselttik. Aynı dönemde asgari ücreti 185 liradan 8 bin 500 liraya, engelli aylığını 25 liradan 2 bin 400 liraya, 65 yaş aylığını, 25 liradan bin 900 liraya çıkardık. Memur, emekli ve esnaf sosyal güvenlik kurumlarını tek çatı altında toplayarak hem işlemleri kolaylaştırdık hem hizmet standardı bakımından aradaki uçurumu kapattık. Bir dönem çalışanlarımız gibi emeklilerimiz de fiş , fatura toplayarak vergi iadesi alırdı. Biz bu uygulamayı kaldırarak elde edilen yüzde 4- 5 civarındaki geliriz maaşlara ekledik. Tasarrufu teşvik fonu ve konut edindirme yardımı gibi çalışırken yapılan kesintilerin ödemesini emeklilerimize de biz yaptık. Maaşların yattığı bankalarının sizlere promosyon ödemesi yapmasını temin ettik. Madenciler başta olmak üzere farklı iş kolunda çalışan çok sayıda vatandaşımıza hakkaniyeti temin ettik" açıklamasını yaptı.
Yurt dışında çalışanların Türkiye'deki emekliliklerini kolaylaştırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Borçlanma imkanını genişleterek emeklilik haklarından yararlanabilmekteki gecikmenin önüne geçtik. PTT aracılığı ile talep eden emeklilerimizin maaşlarını evlerinde almalarını sağladık. Memurların ek göstergelerinde yapılan düzenlemelerden emeklilerimiz de yararlandı Tarihimizde ilk defa emeklilerimize bayram ikramiyesini biz başlattık. Biner lira olarak başlayan bu ödemelerin tutarını bin 100 liraya şimdi de 2 bin liraya çıkardık. Bu listeyi onlarca madde ile uzatmak mümkündür" dedi.
"Her seçim öncesi gibi açmışlar vaat bohçasını bol keseden dağıtıyorlar"
Kılıçdaroğlu'nun emekli ikramiyesi açıklamasını hatırlatan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun mahalli seçimlerde verdiği sözleri hatırlattı. Erdoğan, "Son günlerde birileri emeklilerimizin maaşları ve ikramiyeleri üzerinden bir istismar siyaseti yürütmeye çalışıyor. Maaşları ikramiyeleri öyle yapacakmış bunun için söz veriyormuş. Aynı zat mahalli seçimler öncesi tek bir işçinin işinden edilmeyeceği konusunda namus sözü vermişti. Nerede namus bunca insanlar belediyelerden çıkarıldı. 10 binlerce insan işinden, ekmeğinden edildi. Bu kişi namus sözünü asla yerine getirmedi. Aynı şekilde mahalli seçimler öncesi belediyelerinde toplu taşımadan suya kadar her hizmeti bedava yapma sözü verdiler. Onların da hiçbirini tutmadılar. Ekranlara çıkıp belediyeleri kazandıkları yerlerde her çiftçiye bedava traktör vereceğiz dediler. Sorun bakalım ülkenin neresinde hangi çiftçiye bedava traktör vermişler. Anlaşılan şimdi de gözlerini emeklilerimize çevirmişler. Her seçim öncesi gibi açmışlar vaat bohçasını bol keseden dağıtıyorlar. Sizlere sormak istiyorum biz 20 yıldır emeklilerimiz başta olmak üzere milletimize verdiğimiz tüm sözleri tuttuk mu tuttuk. Yapağız dediğimiz her projeyi yaptık mı, yaptık. Çözeceğimiz dediğimiz her sorunu çözdük mü, çözdük. Eksiklerimiz olmuş olabilir verdiğimiz her sözü yerine getirerek ülkemize çağ atlattığımızı kimse inkar edemez" diye konuştu.
"Bunlar en az 7 kişiye Cumhurbaşkanı yardımcılığı, vaatlerine bakılırsa en az 50 kişiye de bakanlık makamı dağıtmaya geliyor"
"Bugün bile hem depremin yaralarını sarıyor hem de milletimizin aşını, ekmeğini büyütmeye çalışıyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu kişi Allah göstermesin ülkenin yönetimine geçerse olacakları söyleyeyim. Sözünü ettiği o ikramiye maaş artışlarını yapar mı bilmiyorum. Emeklisinden işçisine, memuruna kadar devlet bütçesinden maaş alan hiç kimse bir sonraki ay hesabının o paranın yatıp yatmayacağını bilmeyecektir. Bunların halef selef oldukları başkanları da öyle yapmadı mı. Daktilolar başbakanlığa atılmadı mı. Deprem bölgesinde yıkılan evinin yerine bir an önce yenisinin yapılmasını bekleyen vatandaşımız o yuvasına ne zaman kavuşacağını hiçbir zaman bilemeyecek. Devletten sosyal yardım ödemesi alan hiçbir vatandaşımız bir sonraki ay hesabına bu paranın gelip gelmeyeceği bilemeyecek. Bunlar ülkeyi yönetmeye, devletin sorunlarını çözmeye gelmiyor. Bunlar en az 7 kişiye Cumhurbaşkanı yardımcılığı, vaatlerine bakılırsa en az 50 kişiye de bakanlık makamı dağıtmaya geliyor. Böyle devlet yönetimi olur mu? Bunlar köprüsünden tüneline, şehir hastanesinden savunma sanayi projelerine kadar yapılanları yıkmaya, devam edenleri durdurmaya geliyor. Şu anda Ankara'da 4 bin 6 4 bin 6, iki şehir hastanemiz var mı var. Bu şehir hastanelerimizde sağlıkta vatandaşlarımız en lüks hizmeti alıyor mu alıyor. Eskiden bu hastanelerimizin halini düşünün. Bunlar ülkemizi bölgesinde ve dünyada söz sahibi yağan yatırımlarına altında imzası olanlara dünyayı dar etmeye geliyorlar" değerlendirmesini yaptı.
"ABD'ye gidip maaşları ödemek için para dilenecekler"
Türkiye'nin IMF'ye bir bağımlılığının olmadığının altını çizen Erdoğan, "Bunlar siyasette koalisyonlar, güvenlikte terör ve kaos, ekonomide kriz ve çöküş, sosyal hayatta kavga ce dövüş, dış politikada mahcubiyet ve teslimiyet olan eski Türkiye'yi geri getirmeye geliyorlar. Bunları biz söylemiyoruz, bizzat kendileri söylüyor. Böyle bir kafanın, böyle bir zihniyetin bırakınız ülkeyi büyütmeyi, geliştirmeyi, güvende tutmayı mevcut işleyişi sürdürmesi mümkün mü? Ekonomiyi 2 günde yerle yeksan edecekler sonra da tıpkı o koltukta daha önce oturanların yaptığı gibi Avrupa'ya Amerika'ya gidip memur maşı ödemek için para dilenecekler, para. IMF'den gidip para dilenmediler mi? Memur maaşlarını ödeme için. 20 yıldır böyle bir durumu bizde gördünüz mü? Bunlar otel odalarında buluştukları IMF'nin ayağına çantacılarını gönderecekler, el açacaklar, 3 kuruş için ülkenin onurunu ayağa düşürecekler. Göreve geldik, IMF'ye olan borç neydi 23 buçuk milyar dolardı. 2013 yılında biz IMF'ye olan borcu bitirdik ve ondan sonra IMF'yi kapımıza sokmadık. Bizim IMF ile ilgimiz yok. Her geçen gün daha da iyi olacak. Türkiye 20 yıl sonra yeniden küresel lobilere bağımlı hale getirmeye çalışıyorlar. Kendinizin, evlatlarınızın, torunlarınızın geleceğini bunlara, bu iş bilmez muhterislere teslim etmeyeceğinize inanıyorum. İnşallah Allah'ın izni, milletimizin desteği ile ülkemizin böyle bir felakete uğramasına meydan vermeyeceğiz" dedi.