Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Hakan, Işıl Açıkkar ve Salih Nayman moderatörlüğündeki sosyal medya ve televizyon ortak yayınında soruları cevapladı.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları;İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları;
"Yasalarımızda bir ilin valisine yöneticisine bu tür küfürlerin karşılığı belli”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Siz bir valiye it derseniz, bunu kimse yemez. Bende cumhurbaşkanı olarak valime sahip çıkmak durumundayım, onu yedirtmem. Yasalarımızda bir ilin valisine yöneticisine bu tür küfürlerin karşılığı oralarda belli, kaç yıldan kaç yıla, bu belli. Bu tür yargı süreci içerisinde belli bir süreyi aşan cezayı alırsa bu düşecektir. O süreyi aşmazsa görevine devam eder” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Hakan, Işıl Açıkkar ve Salih Nayman moderatörlüğündeki sosyal medya ve televizyon ortak yayınına katıldı. Canlı yayında soruları cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ordu'da yaşanan olayla ilgili, “Hukuki durum neyse bu küfrün karşılığı neyse bununla ilgili olarak sayın valimiz kendisine yapılan küfürle ilgili bu savcılığa taşıma kararlılığında. Burada kararı kim verecek, yargı. Yargı bu konuyla ilgili olarak bu ülkenin valisine bir it demenin ne olduğunu yasal olarak verecek olan merciidir. Yasalarımızda bir ilin valisine yöneticisine bu tür küfürlerin karşılığı oralarda belli, kaç yıldan kaç yıla, bu belli. Ben İstanbul Büyükşehir Belediye başkanıydım. Bu daha seçilmeden yaptı. Ben İBB başkanıyken okuduğum şiir nedeniyle mahkum oldum. Bu mahkumiyetimle belediye başkanlığım elimden aldılar. Bu ise daha henüz belediye başkanı olmadı, bir ilin valisine küfrediyor, ben etmedim. Devletin resmi yayın organlarında yer alan şiir okudum, bundan dolayı 10 ay mahkumiyet aldım. Elimden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını aldılar. Bana orada bir soru sordun, ‘sizin yerinize gelecek olana kefil misin' dedin. Bende dedim ki, siyasette babam bile olsa kefil olmam, ama ekonomik olarak gücüm neye yeterse ona kefil olurum dediler. Bu kadar önemli bir durum söz konusu, çünkü siz vali demek cumhurbaşkanını o ildeki vekili demektir. Milletin o ildeki vekili demektir. Siz bir valiye it derseniz, bunu kimse yemez. Bende cumhurbaşkanı olarak valime sahip çıkmak durumundayım, onu yedirtmem” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Hakan, Işıl Açıkkar ve Salih Nayman moderatörlüğündeki sosyal medya ve televizyon ortak yayınında soruları cevapladı.İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları;
"Yasalarımızda bir ilin valisine yöneticisine bu tür küfürlerin karşılığı belli”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Siz bir valiye it derseniz, bunu kimse yemez. Bende cumhurbaşkanı olarak valime sahip çıkmak durumundayım, onu yedirtmem. Yasalarımızda bir ilin valisine yöneticisine bu tür küfürlerin karşılığı oralarda belli, kaç yıldan kaç yıla, bu belli. Bu tür yargı süreci içerisinde belli bir süreyi aşan cezayı alırsa bu düşecektir. O süreyi aşmazsa görevine devam eder” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Hakan, Işıl Açıkkar ve Salih Nayman moderatörlüğündeki sosyal medya ve televizyon ortak yayınına katıldı. Canlı yayında soruları cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ordu'da yaşanan olayla ilgili, “Hukuki durum neyse bu küfrün karşılığı neyse bununla ilgili olarak sayın valimiz kendisine yapılan küfürle ilgili bu savcılığa taşıma kararlılığında. Burada kararı kim verecek, yargı. Yargı bu konuyla ilgili olarak bu ülkenin valisine bir it demenin ne olduğunu yasal olarak verecek olan merciidir. Yasalarımızda bir ilin valisine yöneticisine bu tür küfürlerin karşılığı oralarda belli, kaç yıldan kaç yıla, bu belli. Ben İstanbul Büyükşehir Belediye başkanıydım. Bu daha seçilmeden yaptı. Ben İBB başkanıyken okuduğum şiir nedeniyle mahkum oldum. Bu mahkumiyetimle belediye başkanlığım elimden aldılar. Bu ise daha henüz belediye başkanı olmadı, bir ilin valisine küfrediyor, ben etmedim. Devletin resmi yayın organlarında yer alan şiir okudum, bundan dolayı 10 ay mahkumiyet aldım. Elimden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını aldılar. Bana orada bir soru sordun, ‘sizin yerinize gelecek olana kefil misin' dedin. Bende dedim ki, siyasette babam bile olsa kefil olmam, ama ekonomik olarak gücüm neye yeterse ona kefil olurum dediler. Bu kadar önemli bir durum söz konusu, çünkü siz vali demek cumhurbaşkanını o ildeki vekili demektir. Milletin o ildeki vekili demektir. Siz bir valiye it derseniz, bunu kimse yemez. Bende cumhurbaşkanı olarak valime sahip çıkmak durumundayım, onu yedirtmem” dedi.
“Bunların en iyi bildiği iki şey algı operasyonu yapmak ve mağduriyet yapmak” “Polislerimize yanındaki bir başkanı şerefsizler diye hitap ediyor. Buranın başına geçersen bunlar senin koruman olacak, sen bunlara şerefsiz diyorsun” diyen Erdoğan, “Bunların en iyi bildiği iki şey algı operasyonu yapmak ve mağduriyet yapmak. Valiye küfür edecek, polisin üzerine yürüyeceksin sonra mağdur edebiyatı yapacaksın böyle bir şey olamaz. Benim orada yapamaz diye bir şey demedim, yargı böyle bir şey vermesi halinde bu düşer. Hele hele bir konu var ki o da şudur. Biliyorsunuz özellikle bu tür yargı süreci içerisinde belli bir süreyi aşan cezayı alırsa bu düşecektir. O süreyi aşmazsa görevine devam eder. Seçildikten sonra valinin özellikle savcılığa müracaatıyla başlayacaktır. Bu görevi ihmal değil, kötüye kullanmaktır. Bu göreve gelmeden yaptığı için o cezayı aldığı takdirde, benim kanaatimdir, yargı da bu kararı verirse, nasıl benim düştüyse onunda düşer. Ben yaşadığımı söylüyorum. Bana bu cezayı şiir okuduğum için sürdüler. 4 yıl 6 ay gibi bir süre geçmişti, düştü. Benden sonra seçim yapıldı ve o seçimle bir başka arkadaşımız başkan seçildi. Özellikle valime yapılanın görsel kayıtları, yazılı kayıtları var mı? Bütün kayıtları gördük. Bir cumhurbaşkanı olarak siz valinizin izzetini korumayacak mısınız, sahip çıkmayacak mısınız? Bırakamayız. Burada sahip çıkmak bizim öncelikli görevimiz arasındadır” dedi.
“Bir kişinin benzemez değil, zihniyet olarak benzemesidir” Sisi'ye mi oy vereceksiniz Binali Yıldırım'a mı diye konuşmasının sorulması üzerine açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mursi içeriye alındıktan kısa bir süre sonra benimle ilgili CHP trolleri şu başlıkları attılar. Erdoğan'ın akıbeti Mursi gibi olacak dediler. Şimdide aynı şekilde Mursi'yi adeta orada 20-25 dakika çırpınırken, en ufak müdahale olmadığı halde bu troller devreye girdiler Erdoğan'ın akıbeti de aynen Mursi gibi olacak dediler. Yüzlerce tweetler atıldı. Benim Pazar günüyle alakalı bir zihniyet çatışmasında bir tarafta Sisi taraftarları var zihniyet olarak. Bunlar Erdoğan'ı oraya oturtuyorlar. Bir tarafta da Binali beyin durumu var, benim belediye başkanı adayım olarak ilerde Mursi zihniyetini temsil etmiş oluyorlar. Böyle bir anlayışla Pazar günü seçime gidiyoruz. Bundan önce 31 Mart seçimlerinde Yunan gazeteleri nasıl devreye girdiler. Bütün bunlar zihniyet çatışmasının ortaya çıkışıdır. Bir kişinin benzemez değil, zihniyet olarak benzemesidir. Bizimde buradaki ifademiz sadece buna yöneliktir. Bu incelikleri ciddi manada ayrıştıralım ki işi bir yere vardıralım. Batı basının Almanya, Fransa Erdoğan'a niye saldırıyor. Bu zihniyet değil mi, zihniyet meselesinden dolayı saldırıyor. Alman medyasının sürekli olarak saldırılarının ardından PKK, FETÖ DHCKP-C var. Bütün bunlar ciddi manada neyi nereye oturduğunu görmek bakımından çok çok manidardır” dedi.
“Ben yayını beğenmedim, yayında objektif bir yönetim anlayışı yoktu” Ortak yayına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben yayını beğenmedim. Bir defa yayında objektif bir yönetim anlayışı yoktu. Burada dakikalardan soru soruş şekillerine varıncaya kadar ciddi bir tarafgirlik söz konusuydu. Bu tarafgirlikle kalmayıp sonradan soru soruş şekillerinde bile bazı tarafgirlikler çok somut ortaya çıkıyordu. CHP adayına başkan, Yıldırım başkan adayı diye hitap etmesi dikkatlerden kaçmadı. Canlı yayın boyunca konuşma süresinde eşitsizlik göze çarpıyor. İki adayın konuşma sürelere bakılınca, buna çok dikkat edeceğim, her iki adaya dikkatle kontrol edeceğim demesine rağmen dikkat edilmemiştir. Sayın Yıldırım'a bütün süre içerisinde 4 dakika daha az süre verildi. Çok ilginç bir şey, sayın yıldırımın sözleri zaman zaman kesilmiş, rakibinin ise böyle bir sıkıntısı olmamıştır. Yaptığımız tespitler şu, rakamları göstererek özellikle 10 kez CHP adayının müdahale uğradığını görüyoruz, ama yıldırımın 26 kes kesildi. Bir böyle bir moderatörün olduğu konuşmacılar ne kadar fazla kesilirse oradaki iradesini veya sunumunu o denli kaybeder o akış ortadan kalkar. Burada da bunu maalesef yaşadık, gördük” şeklinde konuştu.
“Tamamen soru çalma sanatıdır, bu tamamen FETÖ'nün işidir” Moderatör İsmail Küçükkaya ile CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayıyla görüşmesine ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Özellikle bazı şeyleri anladık. Bilgilerde aktı. O akşam orada da bunu tespit ettik. 3 gün önce Marmara etapta moderatörün CHP adayıyla bir araya gelmesi. 45 dakika bunların görüşmesi var. Görüşmede bütün doneler ne tür sorular sorulacak, tamamen soru çalma sanatıdır, bu tamamen FETÖ'nün işidir. O akşam program esnasında CHP adayının yanında kutucuklar var, bu kutucukların üzerinden soru başlıkları var. Bu konu başlıklarına göre de kutucuklarda gösterdiği kartonlar var. Çok ilginçtir moderatör soruyor, sonra da oradan başlıklara göre o karton çıkartılıyor, o gösteriliyor. Bu denli hırsızlık olur mu? Böylede çok doğru adil bir moderatörlük yaptım nasıl diyeceksin? Bunlar dersi 45 dakika çalıştılar. O kutucukların hepsinin resimlerin aldık, bunlar nasıl hazırlandı. Bu adil bir tartışma olmadı. Nitekim adil olmaktan çıktı hem siyasi hem ahlaki değerlere ters bir tartışma halini aldı. Ben sayın Dündar'la Baykal döneminde tartışma olmuştu. Her iki danışmanlar görüşmeler yaptı, ondan sonra programa çıktık, çok daha güzel bir tartışma oldu. Güzel değerlendirmeler yapıldı buna benzer olumsuz şeyler olmadı. Moderatör mademki görüşmemiş ne soracağı belli olabilir mi? Moderatör sürpriz bir soruyla karşınıza çıkabilir. Bu bir moderatör olarak kendisini bitirmiştir. Bana soruldu ben farklı isimler vermiştim. Herhalde bu isimler makul karşılanmadı. O akşamki tartışmanın hasılasını Pazar günü sandıklarda göreceğiz. İster buralarda hırsızlık olsun, öyle ya da böyle bu netice kendini açık ve net gösterecek. Görüşme yapması CHP adayının ne kadar sorumsuz olduğunu gösterdi” diye konuştu.
“Trump ve Hilary Clinton tartışması gibi bir program olsun istedik” Herkesle deneyimden dolayı tartışmaya girebileceğini söyleyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İdeolojik yaklaşımlar bu tür tartışmaları bozuyor. İdeolojik yaklaşımdan ayrıştırılmış bir tartışma olacak mı? Ben yeni bu sürecin içindeydim, sayın Baykal benden çok deneyimli olmasına rağmen o tartışmayı yaptık. Bugünde yarında belirli bir deneyime sahip bir lider olarak ben herkesle bu tür tartışmalar girerim. Bütün mesele moderatör olayındaki neticedir. Böyle bir durum olmamış olsa, biz böyle çalışma yaparken dünyada oluyor mu diye inceledik. Bu tür tartışmada Amerika'daki en son Trump ve Hilary Clinton tartışmasını aldık. Danışmanıma da mahir beye de buradan hareketle böyle bir tartışma olsun dedik. Hazırlıklar bu şekilde yapıldı ama böyle olmadı” dedi.
“Sayıştay böyle bir tespit yapmadık diyor. Beylikdüzü'nde yaptıklarını Sayıştay kendisi açıkladı” CHP adayının açıkladığı Sayıştay raporuyla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul sıradan bir şehir değil, İstanbul benim dönemimde 8-8,5 milyon nüfusa sahipti, şu anda 15 milyon nüfusa sahip. Bu şehrin alt yapısı, üst yapısı 1994-199 arasında maliyetler belirli bir fiyattaysa bu şuanda aynı bedele bunları çıkartmanız mümkün değil. Buradaki yatırımın bedel ve maliyetleri o günden bugüne artmıştır. Altyapı noktasında yapılması gerekenlerde çok daha farklı bir şekilde arttı. İBB aldığımızda kavşak, alt geçitler yoktu. Biz göreve geldikten sonra alt yapılar başladı, kavşak düzenlemeleri, alt geçitler yaptı. Benim görev dönemimde metrobüs diye bir şey yoktu. Ben geldiğimde ikarüsler vardı, dökülüyordu. Mazotlu bezlerle temizlenir, içeriye girince o mazot kokusundan durulmazdı. İETT arkadaşlara dedim ki bu milletimize yakışma dedim. gelin Mercedes, Man, BMC alalım dedim. halkımıza yakışanı yapalım dedik. Benden sonra arkadaşlarım daha ileri gittiler, metrobüs sistemini kurdular. Bununda en güzel tarafı çok seri yapılabiliyor. Metroyu yapmayı kolay iş değil, hafif metro kolay ama diğer metro hem zaman alan hem maliyetleri çok yüksek. Bizim her tür metro yatırımı şu anda İstanbul'da var. Bunları yapan AK Parti belediyeciliği. Üsküdar'dan girip Çekmeköy'e kadar geliyorsunuz. Vatman falan yok uzaktan kumandayla gidiyor. İstanbul buna erişen müstesna illerden bir tanesi. Kadıköy'den kartal civarına kadar oraya da metro sistemi kuruldu. Şimdi aynı şekilde Mecidiyeköy'den havalimanına kadar bu sistem kuruluyor. Bütün bunları israf bildiği kalemlerle yapılan yatırımlar. Sayıştay böyle bir tespit yapmadık diyor. Beylikdüzü'nde yaptıklarını Sayıştay kendisi açıkladı. Yalan üzerine bu işler binaya girmez. Belediyecilikte bu tür yalanlara başvurmanın faydası yok” ifadelerini kullandı.
“Öcalan dağa ve Demirtaş'a mesaj veriyor”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İmralı'dan HDP seçmenine tarafsız olun çağrısıyla ilgili "Bu iktidar savaşında, tabi HDP, PKK kanadında yaşanan bu savaş Öcalan ve Demirtaş noktasında ciddi bir kayma gösteriyor. Buradaki bir liderlik mücadelesi var, bu mücadelede Öcalan dağa ve Demirtaş'a mesaj veriyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Hakan, Işıl Açıkkar ve Salih Nayman moderatörlüğündeki sosyal medya ve televizyon ortak yayınında soruları cevapladı. 1994 yılındaki belediyeciliğe değinen Erdoğan, 1994'ün Türkiye'de belediyecilikte değil, siyasette de bir kırılma noktası olduğunu belirterek, “Onu başardığımız için 1994 ruhunu yeniden yakalamamız gerekiyor. O dönemde kurduğumuz gönül köprülerini sağlamlaştırmamız lazım. Aynı beraberlik ruhunda yeni bir anlayış neyin bir rota ile 2023'ü çizdik. Bizim yeni döneme belediyecilik anlayışıyla 2023'e yürümemiz lazım. Şehir planlaması çevre dostu şehircilik gibi mimarinin korunduğu şehir ruhunun yaşatıldığı eskiden mahalle ruhu derdik. Apartman ruhu içinde mahalle ruhu kaybolmuştur. Site bir felaket. Bunu acaba bunu yeniden yakalayabilecek miyiz? Biz TOKİ'ye diyoruz ki bu anlayışa döneceksiniz. Bu şekliyle de oralardaki sadece iskan değil, onun yanında burada o yapılanma içerisinde okulundan en azından bir ilkokulu olmalı, alışveriş merkezine varıncaya kadar her şey halledebilecek. Buna yönelik yatırımlar ve planla ve projeler hazırlayın diye talimatlar verdik. Bunun yanında çalışmalar başladı” dedi.
“Öcalan dağa ve Demirtaş'a mesaj veriyor” Cumhurbaşkanı Erdoğan, İmralı'dan HDP seçmenine tarafsız olun çağrısıyla ilgili soru üzerine, “Şu anda dağdakilerin nasıl açıklamalar yaptığını biliyoruz. Çok açık ve net millet ittifakının adayına destek çağrılarını 31 Mart öncesinde izlemiştik. Özellikle Demirtaş'ın yaptığı açıklamalarını aynı şekilde bizlerde öğrendik. Nereye yapıyor, çok açık ve net şu anda CHP adayına yapıyor. Çok ilginç olan burada da Apo'nun yaptığı açıklama. Oralardan bize ne gelir gelmez kestiriyoruz. Burada bir iktidar mücadelesi var. Bu iktidar savaşında, tabi HDP, PKK kanadında yaşanan bu savaş Öcalan ve Demirtaş noktasında ciddi bir kayma gösteriyor. Daha ileri, ben bunu ileri taşıyorum Avrupa'da bu süreç içerisinde Öcalan kendi iktidarını bunların hiçbirine kaçırmak istemiyor. Bununla ilgili çok sert açıklamaları var. Demirtaş'a hesap sormaktan tutunda dağa hesap sormaya varıncaya kadar. Onların kendisine ihanet ettiği inancından onlara yönelik kesin tavırları var. Yaptığı açıklamada, eğer beni destekliyorsanız, benim arkamda olan partiyseniz siz kendi bildiğinizi ortaya koymalısınız. Bunların herhangi birinden yana değil, kendi tarafsızlığını ortaya koymanın içerisindesiniz. Böyle bir durum söz konusu. PKK bir kanadı CHP adayına destek veriyor. Cumhur ittifakının bunların hiçbiriyle ne ilgisi alakası yok. Böyle bir şey şu ana kadar böyle bir mesaj söz konusu değil. MHP kurmuş olduğumuz cumhur ittifakıyla bu süreci götürüyoruz. Bu konuyla ilgili olarak böyle bir desteğin gelemeyeceğini herkes biliyor. Buradaki bir liderlik mücadelesi var, bu mücadele de Öcalan dağa ve Demirtaş'a mesaj veriyor. Siyasetçi olarak ister istemez bir ilgimiz olur” diye konuştu.
“Kürt kardeşlerimin istismarına özellikle üzülüyorum” “Ben Kürt kardeşlerimin istismarına özellikle üzülüyorum” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Bölücü terör örgütünün listelerini dağın başında yapıp meclise gönderdiği milletvekilleri sizin hangi yaranıza merhem oldu diyorum. Yine diyorum ki özellikle Kürt kardeşlerime yönelik bir mesaj olarak, Diyarbakır belediyesi öncesinde günlerce ağlayan anneler, bunlar bana geldi, dertleştik. O zamandan biliyorum bu oyuna gelmeyin diyorum. PKK'dan beslenen bu siyasi parti yandaşlarına oy vermeyin. Biz başka ortak dostlarımızı da burada devreye sokmak suretiyle bu gidiş doğru bir gidiş değil, gelin şu işi yoluna koyalım. Bu duruşunuz kimlere hizmet ediyor. terör örgütünün desteklemiş olduğu partilere gidiyor. Dolayısıyla bunu bir yoluna koymak suretiyle geleceğimize yönelik bir ortak oluşumun adımlarını atalım. Şu ana kadar tabi henüz burada beklenen olumlu gelişme yok gibi. Yerinde bir tespit olarak değerlendiriyorum. Saadet partili kardeşlerimle güzel müstesna günlerimiz olmuştur. Bu günlerin içerisinden bize kala güzellikleri bu güne ve bundan sonraki günlere taşıyalım hem ülkemize hem davamıza faydamız olsun” şeklinde konuştu.
“Hiçbir dönemde olmadığı kadar terörle mücadele sürdürüyoruz” Terörle mücadeleye değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkeyi bir defa Kürdistan olarak bölüp adını atıyorlar. Benim ülkemde Kürdistan diye bir bölge yok. Bu adam aynı zamanda en üst düzeyde yöneticisi. Buralardan bu sıkıntı geliyor. Acaba bu neden böyle oldu deniyor. Bu ülke hukuk devletiyse bu hukuk devletinin içinde bölücü hareketlere karşı tedbirimizi almazsak, bundan 10 yıl önce düştüğümüz yere yine düşeriz. Biz bütün dağlarda mücadele ediyoruz. Biz şehit anneleri ve babalarıyla görüşüyoruz. Onlara telefon açıyorum. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bu tür şeyler başımıza geldiği zaman bizim tavrımız ne olur. Ben bir cumhurbaşkanıysam üzerime düşeni bütün hukuk kurallarını işleterek yapmak zorundayım. Terörle mücadeleyi sonuna kadar vermek zorundayım. Güvenlik korucularımız, askerimiz polisimiz hiçbir dönemde olmadığı kadar terörle mücadeleyi sürdürmektedir. Büyük bir başarıyı hiçbir dönemde olmadığımız kadar başarıyı almış durumdayız. Bu başarı temennim odur devam etsin” diye konuştu.
“Ayrımcılık üzerinden vurmak istiyorlar” Pontus benzetmesiyle ilgili soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu tartışmayı kabullenmek mümkün değil. Özelikle CHP adayı düşünmesi lazım. Çünkü bu yakıştırmayı Yunan gazeteleri yapıyor. Bu iddia üzerinden oynanmak istenen oyun var. Ayrımcılık üzerinden bizi vurmak istiyorlar. Bize Pontus dediler yaygarasını koparak puan toplamaya çalışıyor. AK Partili böyle bir tartışma içinde yer alır mı? Bunun bir numarası bensem benim ağzımdan böyle bir şey çıkmadı. Benim il başkanım, belediye başkanım böyle bir şeyi asla söyleyemez. Bunların hepsi toplumsal dalga yakalama gayretidir, bunu kimseye kaptıramayız. Biz bir olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” şeklinde konuştu.
“Kucaklayıcılık lafla olmaz, uygulamada olur” CHP adayının kucaklayıcı olarak çıkmasına yönelik soru üzerine Erdoğan, “Benim Ordu Valime it diyen bir adam bu ülkede kucaklayıcı olabilir mi? Benim polislerime şerefsizler diyenler benim ülkemde kucaklayıcı olabilir mi? Biz 25 yıldır bu ülkede iktidar olduk. Kucakladığımız için. Bu ülkenin 81 vilayetinde her zaman milletvekilleri çıkarıp belediye başkanlarını aldık. Kucaklayıcılık lafla olmaz uygulamada olur. Hizmet ve insana yaklaşınca olur. CHP adayı ve beraberindekileri benim anmaktan dahi imtina ettiğim sözleri devletin valisine söylen kucaklayıcı olabilir mi?” diye konuştu.
“Bu kaçış FETÖ hareketidir” Ekrem İmamoğlu'nun televizyona çıkmama kararıyla ilgili Erdoğan, “CHP adayı yalan üzerine bütün söylemlerini kurmuş. Televizyonlara çıkmama kararı arkasındaki yöneticileri aldılar. Bu kaçış FETÖ hareketidir. Bunu yaparak ekrandan çektiler. CHP adayının açıkça bir yerde sıkıntı verdiğinde bir alameti, bundan dolayı da televizyon ekranına çıkmamasını uygun düşündüler, bir yerde ekran yasağı getirdiler diyebiliriz” dedi.
“Önceki seçimde tespitleri tutmayanlar şimdi allanıp pullanıp tekrar CHP adına anket yapıyorlar” Anketlere güvenmediğini söyleyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Ben anketlere inanmıyorum. Anketlerde rant çok ciddi bir şekilde dönüyor. Birileri beklediğini partiden alamıyorsa bir başka partiye giderek onlarla ilgili anketler yapmaya başlıyor. Hele hele çok çok ünlü gibi görünen bazı anket firmaları var ki, çok garip bir önceki seçimde tespitlerinin hiç tutmadığı bu firmalar allanıp pullanıp tekrar CHP adına anket yapıyor. Bir başkaları farklı şekilde yapıyorlar. Ben bir genel başkan olarak, üzerine düşen görevi yapmazsam doğabilecek sıkıntı da bende bir şeyler yapsaydım, daha iyi olmaz mıydı, düşüncesinden kaynaklanan, arkadaşlarla yaptığımız istişarelerde sizlerde çok yoğun, şu anda 3 tane açılış toplantısı yapmanın dışında bazı STK toplantılarına katıldım. Açılış ama bunlar adeta miting havasında oldu. Bugün bahçeli evlerde yaptık, yarın benim mitingim falan yok. Yarın özel bir misafirim olacak. Barzani yarın ona bir randevu verdik. Son olarak akşamda iş adamlarına bir hitabım olacak, Haliç Kongre Merkezinde bir yemekli toplantı olacak. Bunun dışında artık programları böylece noktalamış olacağız. Binali beyin gerek yarın, cumartesi son bazı yoğun programları mitingleri var. Benim bu dönemde yoğun bir çaba olmadı” diye konuştu.
“Suriye'de güvenli bölgelere TOKİ eliyle konut bunları yerleştirelim istiyoruz” Suriye'de güvenli bölgeyle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Afrin bölgesine dönecek olan Suriyeliler var. Bunlarla beraber terör koridoru olarak belirlediği bölgeyi terör koridoru olmaktan çıkardık. Cerablus Elbab temizlenmesiyle birlikte Münbiç'i zorluyoruz. Orası da iskan bölgesi haline gelecek. Aynı şekilde İdlib'te çok ciddi sayıda insan yaşıyor, bu arada insanlar göçe zorlandı. Bizim gözlem küllerine taciz atışları yapıldı. Putin'le yapılan bu görüşmeler neticesinde oraları sükûnete kavuşturduk. Ateşkes ilan edildi. Derdimiz burayı artık bir savaş bölgesi olmaktan kurtarıp, buradaki halkının evimde daha rahat kalabileceğim durumuna kavuşturmak istiyoruz. Bunun için parasal kaynakların bulunması gerekiyor. Bunları artık konteynır çadır hayatından kurtaralım. Bunlara TOKİ eliyle olabilir, bazı uygun konutlar yaparak bunları bu konutlara yerleştirelim istiyoruz. Bizim sınırlara yakın bölgelerde uygun yerleri tespit edelim ve oralara yerleştirelim. Bizim güvenli bölge diye ifade ettiğimiz bir yer vardı. Obama buna çok iyi baktı ama adım atmadı, Trump'ta adım atmadı. Bu konuyla ilgili aklına yatıyor, faydasına inanıyor. Terör koridoru olan bölgeyi güvenli bölge haline getirirsek, koalisyon güçleri olarak güvenliğini sağlarsak, bizler bu işin inşaatı noktasında onların destekleriyle buna gireriz. 330 bin sayısın 1 milyona çıkartırız, belki daha fazla olur. Bana bir ara Merkel bu konuda vaatte bulundu. Bu kadar insanı beslemektense mali desteği veririm dedi. Ama orada kaldı. Bu işi kovalama noktasına gelebiliriz. 40-50 kilometre içeriye doğru girecek. Bu insanların içerisinde durumu iyi olanlar var, vatandaşlık müracaatı olanlar var. Bunların içinde avukatı, mühendisi olanlar var. Çünkü durumu ekonomik durum güçlü. Suriye'de yaşarken, bunlar imkanları olan, buraya geldiler bir kısmı ticari hayata başladı. Bir kısmı vatandaşlık aldı ve ticari hayatını sürdürüyor. Bazı yerlerde sıkıntısı olanlar var ki, bunlarla ilgili içişleri bakanlığımızı yakın takip yapıyor. Güvenli bölge yürürlüğe girdiği andan itibaren biz insanlara diyeceğiz ki buyurun artık evinize dönebilirsiniz. Sizleri artık biz kendi topraklarınıza gitmenizi tavsiye ediyoruz” dedi.
“Davaya inanmışsanız, o davadan kopamaz, o davanın eri olur yolunuza devam edersiniz” AK Parti davasında millete hizmetin birinci öncelik olduğunu söyleyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti 17 yıllık iktidarı boyunca izlediği siyasetle büyük bir dava hareketi olduğunu gösterdi. Bu davada millete hizmet birinci öncelik olmuştur. Koyduğumuz hedeflere ulaşmak ve milletin gönlünü kazanmak için çalıştılar. Son günlerde bu söylediğiniz ifadeler ciddi manada önümüze geliyor. Ama partimizde görev almış bazı isimlerin bu dava hareketinden kopma, kendilerine göre yeni bir yol çizme haberleri gündeme geliyor. Partiye kırgınlık, partiden kopmak gibi bir şey olmaz. Çünkü olmamalı, eğer bir davaya inanırsanız, bu davada kopamaz, bu davanın eri olursunuz ve o yolda ilerlemeye devam edersiniz. Hiçbir diriliş siyasetinde yer bulamamış unutulup gitmiştir. Grup kuracak kadar milletvekiliyle ayrılıp gidenle oldu. Onlardan bir tane var mı? Bunu soralım kimse o insanların adını dahi hatırlamaz. Ayrıca yine partimizde en üst kademeler gelmiş, bakanlık yapmış ayrıldı. Ayrılma dememize rağmen akademisyen olacağım diyerek ayrıldı. Parti kurmuştu, o da yok oldu. Ama şimdi düşünün ak partiden ayrılıp partimi kuracak, CHP milletvekili olarak yoluna devam edecek. Benzer bazıları oldu. Çıktı, bir tanesi bu seçimlerde bakanlık yaptı, parti kurmaya teşebbüs etti, son seçimlerde ordudan belediye başkan adayı oldu. Bizde Hilmi Bey'le orduda girdi, açık ara Hilmi Bey seçimi kazandı. AK Parti bir defa millet hareketidir. Milletin gönlünü kazanmış büyük bir partidir. Milletin gücünü arkasına alan parti kendini bir yere kilitledi. 2023 vizyonu, bu yolda bizimle yürüyenler kopanlar olacaktır. Siyasi hareketlerinin hepsinde var. MHP bile birileri koptu, kendilerine göre parti kurdular, bakalım nereye kadar yürüyecekler. Bunlar ana gövde değil, parça, bunların istiklali çok fazla olmaz. CHP'de bunlar oldu. Şimdi bizimle ilgili olarak bir partiye kırgınlık olursa kaybedenler olur, davaya kırgınlık asla olmaz. Bu davadan kopup ayrılan nereye kadar ben sana kırgın değilim, nereye kadar diyeceğim ki, kopup gittiyse, Selamün Aleyküm, Aleyküm Selam bir yere kadar deriz. Partimize karşı bir ihanet halkası oluşturuluyorsa onlara karşı el bebek gül bebek davranacak halimiz yok” diye konuştu.
“Davaya küsülmez, bütün kırgınlara, küskün olanlara anlatmaya çalışıyoruz” En geniş teşkilat ağına sahip olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda en geniş örgüt ağına teşkilat ağına sahip bir parti olarak biz nerede küskün dargın varsa bunlara yönelik ana kademe gençlik kolları olarak yoğun çalışmaların içinde olacağız. Hizmet aşkıyla zaten koşmuşuz, koşturmuşuz. Onun için bizde onlara hep dedik ki, davaya küsülmez. Bütün kırgın küskün olanlar varsa anlatmalısınız. Yanlış mı yaptık, bu yanlışlarımızı sizlerde söyleyin, bizde bu yanlışları düzeltme yoluna gideriz” dedi.
“Bunların hiçbirisinin israf olmadığını tarih de kaydedecek, millet de kaydedecek” İsraf söylentilerine ilişki konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bana göre tamamıyla abartıdan müteşekkil bir yaklaşım mesela millete yaptığımız hizmeti israf telakki edenler var. Vahdettin köşkü bizim o yıkık halden bu hale getirmek, birilerine göre israftır. Ana muhalefet buraya israf diyor. Külliyeye israf diyor. Ben burayı şu anda kullanmıyorum. Zaman zaman buraya gelişlerim olur, misafirlerimle beraber gelirim. Benim kaldığım çok istisnadır. Ben kendi evimde kalıyorum. Kısıklı'da kendi evimde kalıyorum. Geniş bir aile olarak hep aynı yerdeyiz. Burada kaldığımız çok çok istisnadır. Bunun kampanyasını ana muhalefet hep yapmıştır yapmaya devam edecektir. Buraya az önce söylediği gibi İstanbul zirvesini burada topladık. Burada o toplantıyı yapmamız büyük devlet olmanın emaresidir. Aynı şekilde Ankara Külliyede yaptığımız toplantılarda o tür yaklaşımlar, gelenlerin bakış açısı Türkiye'ye karşı değişiyor. Recep Tayip Erdoğan ortaya koyduğu bir yatırım değil, bu dünyanın ülkeme bakışını değiştiren bir yaklaşım. Putin'in bir ifadesi var, çok manidardır, ‘Büyük devletler bu tür yerlerden anlaşılır.' Benim ilk resmi ağırlamayı yaptığımızda dedi. Onların kremlin sarayına baktığımız zaman çok çok farklıdır. Onun için ben saray ifadesini kullanmadım, külliye ifadesini seçtik. Biz o külliyede bir şey yapmıyoruz. Muhtarları ağırlamaya devam ediyoruz. Bunların hiçbirisinin israf olmadığını tarih de kaydedecek, millet de kaydedecek. Buradan bakıldığı zaman israf ediyor diyorlar. Ben şimdi bütün bunlarla neyine şatafat diyeceğiz. Kibir ben bir defa konuşmalarım takibe alınırsa konuşmalarımda ben bütün teşkilatımı tevazu telkin ettim. Halka karşı tevazu da kararlılık içinde olacaksınız. Halkın karşısında tepeden bakmak olmaz. Bunu da elimizden geldiğince yapmaya gayret ediyoruz. Bizimde hatalarımız olabilir. Bizleri bununla özellikle yaftalayanlar, bu şekilde damga vuranlar biraz da kendilerine bakarlarsa istikameti çok daha doğru buluruz diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“AK Parti bu seçimin kaybedeni olmaz” Erdoğan, "AK Parti bu seçimin kaybedeni olmaz, niye? Çünkü biz şu anda İstanbul Büyükşehir Belediyesinde konuşmamın başında söylediğim gibi meclis kahir ekseriyetiyle bizde. Komisyonların tamamı bizde, meclis başkan vekillikleri aynı şekilde. Dolayısıyla İstanbul'a hizmet ancak bu şekilde olur. Orada onun olması halinde sürekli belirli bir sıkıntıların olacağı ortada. Çünkü burada düşünce birliği olmayacaktır. Yönetim birliği olmayacaktır. Sürekli olarak bir çok konularda anlaşmazlıkların çıkacağı ortadır” dedi.(İHA)