Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz, İstanbul Sözleşmesi ile başlamadığı gibi bu sözleşmeden çekilmeyle de bitecek değildir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4'üncü Ulusal Eylem Planı Tanıtım Toplantısı’na katıldı. Toplantıda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de yer aldı. Toplantıda konuşan Bakan Derya Yanık, gelir, yaş veya eğitim durumuna bakılmaksızın kadınların aile içi şiddete maruz kaldığını belirterek, "Kadınların ortalama yüzde 33’ü hayatının herhangi bir döneminde, yüzde 18’i son 1 yılda eşi tarafından şiddete maruz kalmaktadır. Eş şiddetine maruz kalma riski yaş ilerledikçe azalmakta, en büyük risk grubunu 15-29 yaş aralığındaki kişiler oluşturmaktadır" diye konuştu.
Bakan Yanık, 15 yaşından sonra her 10 genç kız veya kadından 1'inin siber şiddetin herhangi bir çeşidini yaşadığını dile getirerek, "Artık önümüzde şiddet türlerine siber şiddet de eklenmiş vaziyette. Ülkemizde yapılan çalışmalara bakıldığında, Türkiye'de yaklaşık her 10 kadından 4’ünün eşi tarafından yaşamının herhangi bir döneminde fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığı görülmektedir" dedi.
'KADINA ŞİDDET ÖNCELİKLİ KONULARIMIZ ARASINDA'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanları cinsiyetlerinden dolayı üstünlük sınıflandırmasına tabi tutan anlayışın, medeniyet ve kültürde yeri olmadığını vurgulayarak, "Şayet ortada bu noktada bir sorun yaşanıyorsa konunun bir tarafında erkek bir tarafında kadın vardır. Mesela aile yapımız ile ilgili hassasiyetlerimizde kadın ne kadar sorumluluk sahibi ise erkek de aynı derecede mesuliyete sahiptir. Her ne sebeple olursa şayet aile yapımızda bir bozulma varsa bunun sorumluluğunu sadece kadına veya erkeğe yüklemek sorunun yarısını görmezden gelmek demektir. Kadına şiddet meselesinde ortada bir mağdur varsa bir de fail mevcut demektir. İşte bunun için iktidara geldiğimiz günden beri kadına yönelik şiddetle mücadele öncelikli konularımız arasında yer almıştır. Şahsen de bu konuyu daima yakından takip ettim. Atılan her adımı destekledim, yaşanan her sorunla bizzat ilgilendim" diye konuştu.
'MÜCADELEMİZ SÖZLEŞMEDEN ÇEKİLMEYLE BİTECEK DEĞİLDİR'
1 Temmuz itibarıyla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi'nden resmen çekildiğini anımsatan Erdoğan, "Son günlerde bazı çevreler, 1 Temmuz itibarıyla resmen çekildiğimiz İstanbul Sözleşmesi'ni, kadına yönelik şiddetle mücadelede bir geri gidiş olarak yansıtmaya çalışıyor. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz, İstanbul Sözleşmesi'yle başlamadığı gibi bu sözleşmeden çekilmeyle de bitecek değildir. Sözleşmeden çekilme gerekçelerimizi o dönemde kamuoyuyla paylaştık. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelede aldığımız tedbirlerin, hayata geçirdiğimiz düzenlemelerin, kadınların haklarına, onurlarına sahip çıkarmamızın tek sebebi eşrefi mahlukat olan insan sıfatıyla kendilerine olan saygımızdandır. Dün kadına yönelik şiddetle ve kadınların insan olarak sahip oldukları haklarını kullanabilmesi konusunda nasıl mücadele ediyorsak bugün de yarın da aynı mücadeleyi sürdüreceğiz. Elbette bu mücadelenin uzun soluklu sabır ve toplumsal mutabakat gerektiren bir süreç olduğunun farkındayız. Kadına yönelik şiddetin tamamen ortadan kalkması tüm kesimlerin inancı ve çabası ile mümkündür. Şiddetin her türlüsü ile mücadele sürerken kadına yönelik şiddet kavramının altını özellikle çizmemizin sebebi bu sorunun adını koymak gerektiğine olan inancımızdır. Kadına yönelik şiddet pek çok faktörden etkilenen ve genel şiddetten farklı dinamiklere sahip olan bir olgudur" dedi.
'TÜM ÜLKELERİN SORUNUDUR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şiddeti davranış biçimi olarak gören çocukların, büyüdüklerinde şiddetin mağduru veya faili olarak karşılarına çıkabildiğini söyleyerek, "Kadına yönelik şiddeti tıpkı salgınla mücadelede olduğu gibi siyasi tartışmalara malzeme etmeden, samimiyetle ve objektif bir şekilde ele almamız gerekiyor. Kadınların ve çocukların onuruna, ailelerine, toplumlara ve gelecek nesillere ciddi anlamda zarar veren açık bir insan hakkı ihlali olan kadına yönelik şiddet sadece bizim değil tüm ülkelerin sorunudur. Bu küresel sorunu tüm dünya gibi biz de yasal düzenlemeler, önleme, koruma ve kovuşturma alanlarında ihtisaslaşma ile açmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
'PLAN, 28 STRATEJİ VE 227 FAALİYET'
Erdoğan, 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4'üncü Ulusal Eylem Planı'nın 2021- 2025 yıllarını kapsadığını belirterek, "Planımız kamu kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, medyanın mensuplarının, uluslararası kuruluş temsilcilerinin ve ilgili tüm paydaşların katkılarıyla hazırlandı. Oldukça hacimli bir kitap olarak ortaya çıkan planı 5 ana hedef, 28 strateji ve 227 faaliyet şeklinde yapılandırdık. Önümüzdeki 5 yıl boyunca kadına yönelik şiddetle mücadelede takip edeceğimiz ana başlıkların hepsi de bu planda yer alıyor" dedi.
'ÖNLEYİCİ HİZMETLER HAZIRLAYACAĞIZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadına yönelik şiddet eylemlerine ilişkin uyuşmazlıklarda haksız tahrik ve takdiri indirim müesseselerinin nasıl uygulandığına dair analizler yapılarak, ortaya çıkan sonuçlara göre gereken değişiklikler için harekete geçileceğini belirtti. Erdoğan, "Şiddet faili ya da uygulama ihtimali bulunanlara yönelik önleyici hizmetlerin hazırlanması stratejilerini uygulayacağız. Şiddet faillerinin ve şiddet uygulama ihtimali olan bireylerin öfke kontrollerinin sağlanabilmesine yönelik eğitimlere başlıyoruz. Faillerin alkol ve madde bağımlılığından kurtarılması ile saldırgan davranışlarının rehabilitasyonuna yönelik eğitimlerden çok ciddi faydalar elde edeceğimize inanıyorum. Bu programların denetimli serbestlik, tutukluluk ve teknik takip gibi koruma tedbirleri ile birlikte yürütülmesini planlıyoruz" diye konuştu.
'AMACIMIZ DUYARLILIKLARI ARTIRMAK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadele edilmesi amacıyla babalara yönelik eğitim ve farkındalık çalışmaları düzenleyeceklerini de söyledi. Erdoğan, "Eylem planımızın asıl amacı toplumun kadına yönelik şiddete bakış açısını etkilemeye, değiştirmeye ve duyarlılıklarını artırmaya yönelik bir farkındalık oluşturmaktır. Bunun için iletişim araçlarını daha etkin kullanmak suretiyle düzenleyeceğimiz kampanyalarla her kesime yönelik eğitici çalışmalar yürütmeyi hedefliyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadele ancak toplumun tamamının iştirakiyle ve samimi katkısıyla başarıya ulaşabilir" dedi.
'EŞİMİZİN, KIZIMIZIN ONURUNU KORUMANIN MÜCADELESİDİR'
Kadına yönelik şiddet konusunda bakanlıkların, üniversitelerin, yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının, medyanın yapacağı her çalışmanın çok önemli ve kıymetli olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Unutulmamalıdır ki kadına yönelik şiddetle mücadele aynı zamanda her biri canımızdan bir parça olan annemizin, eşimizin, kızımızın hakkını, hukukunu, onurunu korumanın da mücadelesidir. Verdiğimiz uzun mücadele döneminin ardından geldiğimiz nokta bu yöndeki kararlılığımızı artırmaktadır. Milletimizin vicdanına ve sorumluluk duygusuna güveniyor, kesin inanıyorum" diye konuştu.