YENİDEN Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Yeniden Refah Partisi olarak soframıza, ekmeğimize, suyumuza, tarlamıza, hayvanlarımıza, tarım ve hayvancılığımıza, genetik yapımıza, çocuklarımıza, yeni nesillerimize, sanayimize açıkça yapılan bu saldırıları reddediyoruz. İklim Değişikliği adı altında yapılan bu sözleşmelere karşı da mücadele edeceğimizi açık bir şekilde ifade ediyoruz” dedi.
Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, partisinin genel merkez binasında düzenlediği basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Koronavirüs sürecinde Yeniden Refah Partisi olarak ciddi bir rol aldıklarını ve kamuoyuna uyarılarda bulunduklarını söyledi. Erbakan, bu süreçte koronavirüs ile yaptıkları açıklamaların sadece Türkiye’de değil, pek çok Avrupa ülkesiyle birlikte İsrail’de basın yer aldığını kaydetti. Erbakan, süreçle ilgili aşılamanın koronavirüs salgınını azaltmak yerine daha fazla artırdığını, virüsün yeni varyantlara dönüştüğünü, mutasyona uğradığını, aşılama süreci devam ettikçe yeni varyantlardan, vakalardan ve ölümlerden kurtulmanın mümkün olmadığını savunduklarını söyledi.
‘MÜCADELE EDECEĞİZ’
Erbakan, tüm insanlığı kendilerine köle yapmak isteyen bir grup zümrenin hedefleri ile ilgili uyarı yapmayı kendilerine vazife olarak gördüklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
“Yeniden Refah Partisi olarak soframıza, ekmeğimize, suyumuza, tarlamıza, hayvanlarımıza, tarım ve hayvancılığımıza, genetik yapımıza, çocuklarımıza, yeni nesillerimize, sanayimize açıkça yapılan bu saldırıları reddediyoruz. Tıpkı İstanbul Sözleşmesi’nde yaptığımız gibi İklim Değişikliği adı altında asıl maksatların perdelenerek, gizlenerek insanlığı bu müdahaleleri dayatmak isteyen bu İklim Sözleşmesi’nin de gerçek yüzünün görülmesi ve bütün bu yanlışlardan dönülmesi için mücadele vereceğimizi burada ifade ediyoruz. Buradaki amaçlar da en az GDO’lu ürünler kadar tehlikelidir. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi kadar en azından bu da tehlikelidir. Bu nedenle İklim Değişikliği adı altında yapılan bu sözleşmelere karşı da mücadele edeceğimizi açık bir şekilde ifade ediyoruz. Küresel güçlerin imtiyazlı azınlığın sözünü ettiği insanları korkuttukları çevre kirlenmesi, küresel ısınma, kaynakların tükenmesi gibi sorunların çözümü dünya nüfusunu azaltmak değildir. İnsanları küçültmek değildir. Büyükbaş hayvanları yok etmek, doğal tarımı ortadan kaldırmak değildir. Bu sorunları çözümü israfı önlemektir. Gereksiz fazla tüketim çılgınlığını ortadan kaldıracak önlemleri almaktır. Sömürüyü önlemektir. Kaynakların paylaşımında adaleti tesis etmektir. Daha verimli tarım ve hayvancılık uygulamalarını hayata geçirmektir. Örneğin, büyükbaş hayvanların diyetlerinde deniz yosunu kullanılması metan gazı salınımını yüzde 80 oranında düşürüyor. Bunun gibi hem mantıklı hem de maliyeti çok daha düşük önlemlerle bu sorunlara çözüm bulunabilir.”