İYİ Parti lideri Meral Akşener, HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ın tutukluluğuna ilişkin yaptığı açıklamada, "Aday gösterilmiş bir kişinin de kampanyasını rahatlıkla bizlerle eşit koşullarda yapmasını isterim.” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, Ankara’da yabancı basınla buluştu ve sorularını yanıtladı. HDP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş ile ilgili sorular üzerine, Demirtaş hakkında verilmiş bir yargı hükmü bulunmadığını söyleyen Akşener, “Demirtaş henüz bir sanık, hakkında bir hüküm verilmedi. Dolayısıyla diyelim ki seçimler bitti, aradan 3 ay geçti ve kendisi beraat etti. Peki o aradaki seçim kampanyasındaki rekabet eşitsizliğini Türkiye nasıl izah edecek?” dedi. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) Demirtaş’ın adaylığını resmen tescil ettiğini hatırlatan Akşener, “Biz hukukun herkes için eşit, tarafsız ve objektif işlemesi gayreti içindeyiz. Siyasetçilerin, aydınların, gazetecilerin tutuklu olarak yargılanmasının doğru olmadığını düşünüyoruz. Aday gösterilmiş bir kişinin de kampanyasını rahatlıkla bizlerle eşit koşullarda yapmasını isterim.”
‘GÜNEYDOĞU’YU DOLAŞTIM ELİM HİÇ HAVADA KALMADI’
Gazete Habertürk'ün haberine göre Akşener, geçmişte İçişleri Bakanlığı görevi yapması nedeniyle Kürt seçmenlerden oy alıp alamayacağının sorulması üzerine de şu değerlendirmeyi yaptı:
“Ben sadece 8 ay İçişleri Bakanlığı yaptım, ama 5 yıl bakan olduğum sanılıyor. O nedenle bahsedilen olayların yansıtıldığı kişi ben değilim aslında. Sahada da bunu görebilirsiniz. Türkiye’de herkes son derece dikkatli ve sağduyuludur. Yani benimle ilgili Kürtlerin oy vermeyeceği iddiası bir şehir efsanesi. Bütün Güneydoğu’yu dolaştım, elim hiç havada kalmadı.”
Kürtlerin anadilde eğitim hakkı talebi ile ilgili ne düşündüğünün sorulması üzerine ise Akşener, anadile herkesin saygı duyması gerektiğini ifade ederek, bunu sadece bugün değil her zaman söylediğini ifade etti. Kendisini “24 yıldır Türkiye’de aktif politikada sağ kalan tek kadın” olarak tanımlayan Akşener, “Türkiye’de şöyle bir tartışma var; o da şudur: İnsanlar anadilini elbette öğrenmeli ama aynı anda devletin iki ya da üç resmi dili olmasını doğru bulmuyoruz” dedi.
