Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘AK Parti ile Siyaset Gençleşiyor, Türkiye Güçleniyor’ başlığıyla Küçükçekmece Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’nde düzenlenen İstanbul 5. Olağan İl Gençlik Kolları Kongresi’nde özetle şunları söyledi:
“Tam bir kırılma noktasındayız. Bunu niye söylüyorum? Zira Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle, artık bir dönüm noktasına gelmiştir. Ve bu dönüm noktası, Türkiye’nin ileriye atılım noktası olacaktır. Siyaset, ilkelerle, prensiplerle, belli değerlerle yapılan, yapılması gereken bir iştir. Ahlakı, ilkesi olmayan siyasetin ne ülkeye, ne de millete faydası olur.
Rüzgâr gülü gibi esintiye göre yön değiştiren, eğilip bükülen bir siyasi anlayış, popülizmin bataklığında debelenmeye mahkûmdur. Türk siyasi hayatı bu açıdan gerçekten ibret verici hadiselerle doludur. Siyasi tarihimizde kimi tarafta ülkesine hizmet için gecesini gündüzüne katan asil devlet adamları, diğer tarafta da üç kuruşluk menfaati için kırk takla atan şahsiyet fukaraları vardı.
Milletin emanetini canı pahasına savunan kahramanlar olduğu gibi, darbecilere selam duran, tankları görünce sıvışıp kaçan korkaklar da vardır. Türk siyasetinde ülkenin bekası için kurşun yağmuru altında kenetlenenler olduğu gibi, ülke düşmanlarına yancılık yapmayı siyaset zanneden muhterislere de rastlanır. Bu ülkenin siyasi geçmişi, erdemli siyaset yapanlar ile ahlaksız ilkesiz siyasetçilerin mücadele sahası olmuştur. Bugün Türkiye’nin ana muhalefet partisi sıfatını taşıyan CHP, maalesef işte bu kötü örneğin temsilcisi olmayı kimseye bırakmamıştır.
EY 15 MİLLETVEKİLİ
Dün olduğu gibi bugün de CHP siyaseti, bir kabzımal pazarlığına dönüştürdü. CHP, milletin kendi adına hareket etmesi için emanet verdiği iradeyi pazara çıkardığı milletvekilleriyle, özellikle gençlere kötü örnek oluyor. Ben buradan sesleniyorum. Ey 15 milletvekili, yahu siz, iradenizi nasıl oluyor da bu kadar ucuza satıyorsunuz? Ve siz, size oy veren bu milletin iradesine saygısızlık yaptınız. Sözde partinin koltuklarına bile oturamadınız. Çünkü sizin asıl koltuğunuz müsaade etmiyordu.
16 Nisan’daki İstanbul’u istemiyoruz artık. Şimdi çok daha farklı bir İstanbul istiyoruz. Buna hazır mıyız? Şu kalan süre içerisinde, kapı kapı dolaşmaya, üniversitedeki, lisedeki tüm genç arkadaşlarımızı kucaklamaya var mıyız? Durmak yok, yola devam.”