Ankara'da mobilya döşemeciliği yapan Serdal Yılmaz (37), 6 yıl önce evinde 26 bıçak darbesi ile öldürüldü. Şüpheli olarak Yılmaz'ın ilişki yaşadığı Suriyeli Aya A., eşi ve 2 kardeşi gözaltına alınıp, serbest bırakıldı. Soruşturma sonunda 4 kişi hakkında, 'öldürme' suçundan dava açılmasına rağmen, yargılama aşamasında hiçbiri tutuklanmadı. Yılmaz ailesinin avukatı Engin Karaman, suçlamanın 'canavarca hisle ve eziyet çektirerek adam öldürme' olmasına rağmen tutuklama kararı verilmemesinin çelişki olduğunu belirtti.
Ankara Siteler'de mobilya döşeme işi yapan Serdal Yılmaz, Altındağ Ulubey Mahallesi’nde annesiyle birlikte yaşadığı evde 22 Aralık 2016'da, 26 yerinden bıçaklanarak öldürülmüş halde bulundu. Evde yapılan incelemede Yılmaz’ın cesedinin üzerine halı örtüldüğü, cep telefonunun ise parçalandığı tespit edildi. Suç aleti olduğu tahmin edilen bıçak ise kömür sobasında sap kısmı yanmış halde bulundu.
POLİS İFADESİNDE İLİŞKİSİNİ KABUL ETTİ
Olayı soruşturan polis, Yılmaz ve annesinin mahalleye 1,5 yıl önce taşınan Suriyeli aile ile sık sık görüştüklerini tespit etti. Yılmaz’ın alt katta oturan komşusu da olay günü evin önünde 4 kişi gördüğünü, koyu renk giyimli bu kişilerin başlarında kapüşon bulunduğu için kim olduklarını tespit edemediğini söyledi. Komşusu ayrıca gecenin ilerleyen saatlerinde evden bir kez ‘küt’ diye bir ses duyduğunu da söyledi. Savcının talimatıyla Suriyeli 4 kişi gözaltına alındı. İfadesi alınan 2 çocuk annesi Suriyeli Aya A. (22), Yılmaz'la yaklaşık 9 aydır birliktelik yaşadığını, bu ilişkiden eşi ve kardeşlerinin haberi olmadığını söyledi. Aya A., Yılmaz ile onun evinde buluştuklarını, iletişimi de eşine ait cep telefonundan mesajlaşma yoluyla yaptıklarını söyledi.
SERBEST BIRAKILDILAR
Aya A.'nın eşi Hasan T. ise, mahalleye taşındıklarında Yılmaz'ı, belediyenin kömür dağıtması sırasında kendilerine yardım etmesi üzerine tanıdığını, daha sonra da kendisine iş verdiğini, onun mobilya atölyesinde çalışmaya başladığını söyledi. Bu nedenle Yılmaz ile ailecek görüşmeye başladıklarını, cinayeti kimin işlediğini bilmediğini iddia etti. Aynı mahallede oturan Aya A.'nın kardeşleri Ahmad ve Hussaın A. ise Yılmaz’ı, aynı mahallede oturmaları ve eniştelerinin bir süre iş yerinde çalışmasından dolayı tanıklarını, cinayeti kimin işlediği konusunda bir bilgileri olmadığını söyledi. İfadelerinin ardından 4 kişi çıkarıldıkları nöbetçi sulh ceza hakimliği tarafından adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakıldı.
2 YIL SONRA DAVA AÇILDI
Yaklaşık 2 yıl süren soruşturma aşamasında 3 savcı değişti. Dosyaya son atanan savcı, alınan ifadeler ve elde edilen deliller sonrası cinayeti, Aya A. ile ilişkisini öğrenen eşi ve kardeşlerinin işlediği yönünde yeterince delil bulunduğuna işaret ederek, Eylül 2018’de 4 kişi hakkında 'canavarca hisle ve eziyet çektirerek adam öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle iddianame düzenledi. İddianame, Ankara 30’ncu Ağır Ceza Mahkeme tarafından kabul edilerek, dava açıldı. Yılmaz ailesinin avukatı, soruşturma ve dava aşamasında defalarca sanıklar için tutuklanma talebinde bulundu. Ancak, yurt dışına çıkış yasağı adli kontrol şartı uygulanan 4 sanık delil yetersizliğinden tutuklanmadı.
MAHKEMEDE İFADESİNİ DEĞİŞTİRDİ
Sanıklar, Ankara 30’ncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde Ocak 2019’da görülen davanın ilk celsesinde, tercüman aracılığıyla savunmasını yaptı. Polis ve savcılık ifadelerinde Serdal Yılmaz ile ilişki yaşadığını söyleyen sanık Aya A. polis tarafından bu şekilde ifade vermesi için tehdit edildiğini iddia ederek ifadesini değiştirdi. Yılmaz ile komşu olduklarını, ailecek birbirlerine gidip geldiklerini; ancak ilişkilerinin olmadığını söyledi. Savcılık ifadelerini de kabul etmeyen sanık Aya A., olayla bir alakasının olmadığını ileri sürdü.
'İLİŞKİ OLAYINI ÖLÜMÜNDEN SONRA ÖĞRENDİM’
Sanık Hasan T. ise Yılmaz’ın yanında bir süre çalıştığını, olay olana kadar ailecek görüştüklerini belirterek, "Eşim ile maktulün ilişki yaşadıklarını ölüm olayından sonra öğrendim. İlişkiyi öğrenince öldürdüğüm iddiaları tamamen asılsız. Cinayeti kimin işlediğini bilmiyorum. Eğer biz suçlu olsaydık, çoktan kaçardık" dedi. Diğer sanıklar Ahmad ve Hussaın Azizi de suçlamaları kabul etmedi.
GÖNDERDİĞİ FOTOĞRAFLARI EŞİ GÖRMÜŞ
Tanık olarak dinlenen Yılmaz'ın komşusu Ö.K. ise Yılmaz'ın, ölümünden önce kendisine Suriyeli Aya A. ile ilişkisi olduğunu söylediğini anlattı. Ö.K., "Olaydan bir süre önce bana Aya A.'nın cep telefonundan kendisine uygusuz fotoğraflarını gönderdiğini, eşinin de bu fotoğrafları gördüğünü söylemişti. Aralarındaki bu ilişkiyi mahallede çoğu kişi biliyordu. Hatta imam olan bir arkadaşımız böyle bir ilişkinin caiz olmadığını, ilişkiyi bitirmesi gerektiğini Yılmaz’a söylemişti" diye konuştu.
DURUŞMA 7’NCİ KEZ ERTELENDİ
Davanın, sonraki celselerinde onlarca tanık dinlendi, duruşmalar eksikliklerin giderilmesi için ertelendi. Mahkeme, son olarak, Yılmaz ailesinin avukatı Engin Karaman’ın, soruşturma aşamasında olay yerinden elde edilen delillerle sanıklara ait DNA örneklerinin karşılaştırılması talebini kabul ederek, duruşmayı 7’nci kez erteledi.
'FAİLİ MEÇHUL KALMASINI İSTEMİYORUZ'
Avukat Engin Karaman, cinayetin 2016’daki darbe girişiminde kısa bir süre sonra işlendiğini, kargaşa ortamında olay yerinde yeterince delil toplanmadığını savunarak, "İddianamede bu 4 sanığı şüpheli gösteren sebep, sanıklardan biri ile maktulün cinsel birliktelik yaşamış olması. Bu nedenle namus cinayeti olduğu savıyla açılan iddianameye dayalı bir dava. Bu cinayet maalesef darbe teşebbüsüne denk geldiği için soruşturma aşamasında 3 tane savcı değiştirmiş ve yeterince inceleme yapılamadığını düşünüyoruz. Soruşturma aşamasında toplanması gereken deliller, maalesef toplanamamış. Şu an kovuşturma aşamasında, toplanıyor. Ama bu arada süre ilerliyor. Bu yargılamanın gecikmesi nedeniyle de maktulün ailesinin öfkesi, elemi, ıstırabı artarak devam ediyor. Bizler bu dosyada bilgisi ve görgüsü olan kişilerin, mahkemeye, savcılığa, polise giderek yardımcı olmalarını istiyoruz. Bunun bir faili meçhul davası olarak kalmasını istemiyoruz. Şu an her ne kadar 4 sanık için dava devam ediyor olsa da, bunun yan delillerle, tanık beyanları ile desteklenmesi gerekiyor. Adaletin tecelli etmesini istiyoruz" dedi.
Avukat Karaman, suçlamanın 'canavarca hisle ve eziyet çektirerek adam öldürme' olmasına rağmen dava boyunca tutuklama kararı verilmemesinin de çelişki olduğunu belirtti.