Severek kaçtığı kocasını öldüren Rümeysa: Bana köle hayatı yaşattı

Severek kaçtığı kocasını öldüren Rümeysa: Bana köle hayatı yaşattı

Balıkesir'de 7 yıl önce ailesinin rızası olmadığı için kaçarak evlendiği eşi Murat Aydın’ı (30), evlerinin önünde av tüfeğiyle öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan 2 çocuk annesi Rümeysa Aydın (27), eşinden yıllarca şiddet gördüğünü ileri sürdü. Rümeysa Aydın ifadesinde, “Her alkol aldığında bana şiddet uygulamaya başladı. Korktuğum için şikayetçi olamadım. Hayatımı mahvetti. Şikayet edersem sonumun Emine Bulut, Pınar Gültekin gibi olacağını söylüyordu” dedi.

Karesi ilçesinin kırsal Ziyaretli Mahallesi’nde yaşayan Rümeysa Aydın, 13 Ağustos'ta 7 yıllık evli olduğu eşi Murat Aydın’ı av tüfeğiyle öldürdü. Olayın ardından jandarma tarafından gözaltına alınan Aydın, ifadesinde, evlilik hayatı boyunca yaşadıklarını anlattı. Murat Aydın ile evlenmeden önce bir yıl süren arkadaşlıklarının olduğunu ve severek evlendiklerini belirten Rümeysa Aydın, evlendikleri ilk günden itibaren ise şiddet görmeye başladığını anlattı. Eşinin, evlenmeden önce de arada bir alkol aldığını bildiğini ancak sonradan uyuşturucu da kullandığını öne süren Aydın, “İlk olaylarda sevdiğim için şikayetçi olmadım. Sonrasında her alkol aldığında bana şiddet uygulamaya başladı. Bu sefer de korktuğum için şikayetçi olamadım. Çocuklarımı elimden almak ve aileme zarar vermekle beni tehdit etti. Haberlerde sürekli kadına karşı şiddet olayları izliyordum. Çocuklarımın sahipsiz kalmasından çok korktum. Bana, ‘Sen beni şikayet edersen sonun Emine Bulut, Pınar Gültekin gibi olur’ veya ‘Öldürmem, döverim. Ben karakolda en fazla yarım saat kalır, çıkar gelirim. Başına tekrar bela olurum. Hadi sıkıysa şikayet et. İşkencenin kralını yaparım’ diyordu. Tüfeği kafama dayayıp, tetik bile düşürdüğü olmuştur. Mayıs ayında boğazıma bıçak dayamıştı. Bu durumları kimseye bildiremedim” dedi.

‘EVİN ETRAFINI KÖPEKLERLE ABLUKAYA ALDI’

Eşinin zaman zaman kendisiyle zorla ilişkiye girdiğini söyleyen Aydın, “Bir keresinde de kabul etmeyince beni yere yatırdı ve kolumu bıçakla kesti. Korktuğumdan hastaneye bile gidemedim. Beni eve hapsetti, telefonumu aldı. Benim hayatımı mahvetti. Sürekli olarak aşırı kıskançlık yapıyordu. Akrabalarımla konuşmamı bile kıskanıyordu. Eve, köyden kimse gelmiyordu. Evi ablukaya aldı ve etrafına köpekler bağladı. Psikolojik ve fiziksel şiddete daha fazla dayanamadım, 2 yıl önce psikiyatri bölümüne eşimden gizli olarak tedavi amacıyla gittim. Aldığım ilaçları gizli olarak kullanıyordum, eşim gördü ve ‘Murat’ın karısı deli mi dedirteceksin' diyerek beni dövdü. Normal zamanlarda hasta bile olsam beni doktora götürmezdi. Kendi arkadaşları eve gelir, sabaha kadar alkol alırlardı. Bana hizmet ettirirdi. Benim arkadaşlarım eve gelemezdi. Kısaca bana köle hayatı yaşattı” diye konuştu.

'BENİ ODAYA KAPATTI, YEMEK VE SU VERMEDİ'

Cinayetten 2 gün öncesinde şiddetin dozunun arttığını söyleyen Rümeysa Aydın, eşinin gece eve gelmediğini, sabah geldiğinde ise çocuk odasının penceresi önünde bulduğu 2 bardağa sinirlenerek kendisine bağırmaya başladığını söyledi. Aydın, “Bu bardaklarla sevgililerine ne içirdin? İkisi seni mutlu etti mi’ dedi. Ben beynimden vurulmuşa döndüm. Ardından aracına gitti. Araçtaki av tüfeğini alıp yanıma geldi. Tüfeği direkt başıma dayadı. Tam sıkacakken oğlum geldi. ‘Sana göstereceğim, bu çocuğa dua et’ dedi. Kolumu arkamdan ters çevirip, ikinci kata çıkardı. Çöplerde prezervatif aradı, iz aradı. Çocuklara dondurma yedirdiğimi söyledim. O da çocuklara sordu. Dondurma yediklerini söylediler. Onlara da inanmadı. O sırada annem aradı, ‘Müsait değilim’ dedim, kapattım. Bana evden git’ dedi. Gidiyordum, ‘KADES’i arayacaktım. Tam giderken, beni tuttu. Daha sonra beni odaya kapattı, yemek ve su vermedi” dedi.

'HALÜSİNASYON GÖRDÜ'

Eşinin evden 3 saatliğine ayrıldığını ve geldiğinde odada olmayan kan ve saçma izleri gördüğünü söyleyen Rümeysa Aydın, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Geldiğinde burada çatışma olmuş. Sen yaralı erkekleri eve almışsın’ diyerek hakaretler etti ve ‘Bu çocuklar da benden değil’ diyerek bıçak çekti. Bu sefer kızımın baktığını görerek bıçağı bıraktı ve kafama yumruk attı. Yatak odasına götürüp, kapıyı kilitledi. Ertesi sabah yanıma geldi ve ‘E. ile mi yatıp, kalkıyorsun’ diye sordu. Kendisi benim akrabam olur. Ben de ‘Yeter artık, bu nasıl bir iftira’ diye bağırdım. Bu sefer yüzüme yumruk attı. Sonra odaya kilitledi. Beni kaçmamam için yanından ayırmıyordu. Balıkesir’e götürdü. ‘Buraya iyi bak, bu son görüşün’ dedi. Balıkesir’deyken annem, Murat’ı aradı. Anneme ‘Seninle de konuşacaklarım var’ dedi. Buluştuk, eve gittik. Evde anneme de benim aldattığımı söyledi. Annem de benim böyle bir şey yapmayacağımı söyledi. Annemin yanında bana vurmaya başladı ve annemin de telefonunu aldı. Bizi içeri götürdü. Çocuklar ağlıyordu. Saat geç olduğu için uyuduk. Ertesi gün 11.30’da kalktık. Evde yoktu. Cuma namazı çıkış saatlerinde eve geldi. Annem ve çocuklarla beraber bahçedeydik. Beni çağırdı. Aracın başındaydı. Bana aldatmayla ilgili sorular sordu, ben de ihanet etmediğimi söyledim. Ardından evin ön kısmına geldik. Üstüme gelmeye devam etti. ‘Seni bu sefer öldüreceğim, son duanı et’ dedi. Bahçeden çıkıp araca yöneldi. Ben tüfeği alıp, geleceğini düşündüm. Bunun üzerine içeri girip, evdeki tüfeği aldım. ‘Murat’ diye seslendim. Koşarak geldi. ‘Dur artık bana boşu boşuna işkence ediyorsun’ dedim. Elimdeki tüfeği almaya çalışırken, can havliyle doğrulttum. Dolu olup, olmadığını bile bilmiyordum. Korku ve panikle elim tetiğe gitti. Gözümü kapattım. Tetiğe bir kez bastım. Patlama sesi duydum. Gözümü açtığımda yere düşmüştü. Ben bezle yaralandığı yere tampon yapmak istedim. Bu esnada 112’yi aradım. Murat’ı vurduğumu söyleyerek ihbarda bulundum.”

İlginizi Çekebilir