Diyarbakır'da yaşayan Mahmut Bayram(60), 42 yıldır okuduğu günlük gazetelerdeki 'acı haberleri' kesip, kupür olarak saklıyor. İnsanların okuduğu haberleri bir süre sonra unuttuğunu söyleyen Bayram, eski ve yeni haberler arasındaki tek farkın yer ve zaman olduğunu söyledi.
Bağlar ilçesinde yaşayan, elektrik tamircisi Mahmut Bayram, 1975 yılında Lice ilçesinde meydana gelen ve binlerce insanın ölümüne neden olan depremden sonra günlük gazete okuma alışkanlığı kazandı. 5 çocuk babası Bayram, 2 yıl sonra da trafik kazası, cinayet, deprem, intihar, doğal afet gibi ölümle sonuçlanan haberleri kesip, biriktirmeye başladı.
'SADECE ACI DOLU OLAYLARI BİRİKTİRDİM'
42 yıldır her gün 'acı haber' kupürlerini biriktiren Bayram, okuduğu olaylar nedeniyle çevresindeki dargınları da barıştırmaya çalışıyor. Türkiye ve dünyadan topladığı haberlerde, mağdurların çoğunlukla kadınlar ve çocuklar olduğunu kaydeden Bayram, “Gazeteleri 1975 tarihinde Diyarbakır Lice’de deprem olduktan sonra okumaya başladım. 1977 tarihinden itibaren acı olayların haberlerini keserek toplamaya çalıştım. Sadece acı dolu olayları biriktirdim. Keşke bunlar olmasaydı, daha iyi olurdu. Bunlarla beraber yıllardır kahroluyorum. Bunlarla yatıp kalkıyorum. Ben de birçok olaya tanık oldum. Tanık olduğum olaylarda insanları barıştırmak için çok çabaladım. Alacak verecek için, bir avuç toprak için, bir keçi-koyun için onlarca insanı öldürüyorlar. Yıllar sonra da yüzlerce hayvanı kesip barıştırıyorlar. İşte bu cehaleti yok etmek için, birçok projelerim vardı, birçok düşüncelerim vardı. Yıllarca bunları kalbimde taşıdığım için acı olayları değerlendirmek için kupürleri kestim" dedi.
‘90’LARDAKİ OLAYLA AYLAN BEBEK ARASINDA BİR FARK YOK’
1990’lı yıllara ait olan ve Bangladeş’te yaşanan bir olayda ölen çocuğun cansız bedeninin bulunduğu kupürü gösteren Bayram, şöyle konuştu:
“Bu fotoğrafla 2015’te ölen Aylan bebeğin fotoğrafı arasında hiçbir fark yoktur. Ne oluyorsa çocuklara ve kadınlara oluyor. Dünya seyirci kalıyor. Bunun durdurulmasının çok kolay yolları var. Bu çocukları, bu mağdur insanları, bu kadınları, bu insanları gerçekten kurtarmak için dünyaya sesleniyorum, bir an önce toplansınlar, birbirlerine çamur atmaktan vazgeçsinler. Bir araya gelsinler. Bangladeşli ya da başkasının çocuğu, benim için fark etmez. Bunları gerçekten de bu acı durumlardan kurtaralım. İnsanlarımız gazeteyi alıp okuyor ama okuduğu gazetelerdeki bu acıları görmüyor, görmek istemiyor veya duymak istemiyor. Ama ben yıllardır aldığım gazetelerde acı olayları hem okuyorum hem de dayanamayıp makasla koparıp, çantamda biriktiriyorum.Zaman zaman da okuyorum. Sağ oldukça da bunları yanımda taşıyacağım.”(DHA)