Manisa'nın Seyitli Mahallesi'ndeki caminin yapımında kullanılan taşların, 2 bin 800 yıllık tarihi geçmişe sahip Aigai Antik Kenti'ndeki Athena Tapınağı'na ait olduğunun ortaya çıkmasının ardından, mahallede 69 yıl önce yapılan 3 köprünün de yine antik kentten alınan taşlarla inşa edildiği tespit edildi.
Aiol halkı tarafından Batı Anadolu'da kurulan 12 kentten biri olan 2 bin 800 yıllık tarihi geçmişe sahip, Manisa'nın Yunusemre ilçesi Köseler Mahallesi'ndeki Aigai Antik Kenti'nde yapılan kazı çalışmaları, 69 yıllık bir gerçeği ortaya çıkardı. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Sezgin başkanlığında devam eden kazılarda, bundan 3 yıl önce Aigai Antik Kenti'ndeki bilgelik tanrıçası olarak bilinen Athena Tapınağı'ndaki taşların sökülerek, taşındığı fark edildi. Antik kente yakın yerleşim yerlerini mercek altına alan heyet, incelemelerinin ardından tapınak taşlarının 8 kilometre mesafedeki Seyitli Mahallesi camisinin inşaatında kullanıldığını belirledi.
KÖPRÜLER DE ANTİK KENT TAŞLARI İLE YAPILDI
Aralıksız süren çalışmalar 69 yıllık bir gerçeği daha ortaya çıkardı. Caminin ardından, mahalle içerisinde ve girişinde bulunan, 1951 yılında inşa edilmiş 3 köprünün de tamamen Aigai Antik Kenti'nden taşınan taşlarla yapıldığı tespit edildi. Köprülerin Aigai Antik Kenti'nde bulunan yaklaşık olarak 2 bin yıllık tiyatro binası girişindeki kemer taşlarından inşa edildiği belirlendi.
EŞEK VE DEVELERLE TAŞINDI
Cami ve köprünün inşasında çalışan İsmail Gürler (84), taşları, antik kentten eşek ve deve yardımıyla taşıdıklarını söyledi. Gürler, "1953 yılında tüm köylü el birliğiyle camimizi yaptık. Taşları antik kentten eşek ve develer yardımıyla getirdik. Hemen hemen tüm köylü 10'ar defa eşeklerle taş getirdik" diye konuştu.
'TAŞLARI ALMAMIZ SÖZ KONUSU DEĞİL'
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Aigai Kazı Başkanı Doç. Dr. Yusuf Sezgin, taşları geri almanın söz konusu olmadığını fakat önemli olanın bunları bulundukları yerde en iyi şekilde korumak olduğunu kaydetti. Doç. Dr. Sezgin, "Maalesef antik kentlerin kaderi taş ocağı olarak kullanılmak. Aigai Antik Kenti de Yuntdağı'nın en önemli taş ocaklarından biri haline getirilmiş. Özellikle 1900'lü yılların başı ile koruma başlayana kadar yaklaşık 80 yıl boyunca, çevredeki bütün köylerin taş ihtiyacı Aigai'den karşılanmış. Şu an bulunduğumuz Seyitli Mahallesi'ndeki cami 1953 yılında, köprüler ise 1951 yılında yapılmış. Yani 1950'li yıllarda Aigai'den çok yoğun bir taş alımı gerçekleştirilmiş. Özellikle camide kullanılan taşların biz, Athena Tapınağı'ndan götürüldüğünü tespit ettik. Köprülerdeki taşlar ise kemer taşı olduğu için antik kentteki kemerli yapılardan sökülmüş. Bunların da en önemlisi tiyatrodaki vomitorium girişindeki kemer taşları alınmış, numaralandırılarak getirilip, burada kullanılmış. İlginç olan köprüdeki taşlardan birinde 1901 tarihi var. Demek ki ilk 1901 yılında yapılıyor. 1951 yılında ya tadilat geçiriyor ya da genişletiliyor. Yani 1951 ile 1953 yılları arasında burada yoğun bir yapılanma olduğunu görüyoruz. Şimdi önemli olan nokta şu. Bu taşlar gittikleri yerlerde de güzel görünüyor. Artık bunları almak tabi ki de söz konusu değil ama önemli olan bunları da iyi bir şekilde koruyabilmek. Düşündüğümüzde 1951 tarihi de oldukça eski bir tarih olmaya başladı. Bence önemli olan bunları bulunduğu yerde doğru bir şekilde korumak. Birazda esprili bir şekilde anlatıyorum. Caminin taşları sonuçta kutsal bir yapıdan gidiyor. Kutsal bir yapıdan kutsal bir yapıya gitmiş, zaten çok da bir şey değişmemiş. Taşlar içerik olarak doğru yerde duruyor" diye konuştu.